FRANZ JOSEPH HAYDN (1732-1809)
18. yüzyıl Klasik dönem
müziğinin önde gelen temsilcisi hiç kuşkusuz Franz
Joseph Haydn'dır. Müzik formları ve biçimlerine
getirdiği yenilikler, senfoni, sonat gibi önemli
müzik türlerinin şeklini veren besteci, kendinden
sonraki birçok besteciye bu bakımdan yön vermiştir.
Anılmaya değer üretkenliği, onun çok sayıda eser
tamamlamasına olanak sağlamıştır. Yazdığı 104 senfoni
ile "Senfonin Babası" sıfatını kazanmıştır. Ayrıca
birçok opera, oratoryo, yaylı çalgı dörtlüleri,
piyano sonatları ve çeşitli oda müziği eserleri
yazmıştır.
Piyano Sonatı, No. 47 Hob.XVI No: 32 Si
minör
Franz Joseph
Haydn, üretken besteciliğinin yanı sıra aynı zamanda
iyi bir klavsen virtüözü olarak anılmalıdır. Yaşamı
boyunca bu enstrüman için 62 adet sonat bestelemiştir.
Böylece Haydn, müzik tarihinde bugünkü haliyle
bilinen sonat kavramının ilk örneklerini bu eserler
ile vermiştir. Aslen klavsen için yazılan bu sonatlar
doğal olarak günümüzde piyano ile çalınmaktadır.
Bu sonatlardan 47 numaralı Si minör Sonat, bestecinin
olgunluğa eriştiği son yaratıcılık döneminin ürünüdür.
Üç bölümden oluşur: orta yürüklükte başlayan bir
ilk bölüm "Allegro moderato", Klasik dönemde oldukça
popüler bir saray dansı olan "Menuet" ve çok hızlı
tempoda çalınması gereken bir son bölüm "Finale".
(Süre: 12 dk.)
FRANZ SCHUBERT (1797-1828)
19. yüzyıl
Romantik dönem müziğinin ilk önemli bestecisi Franz
Schubert olarak gösterilmektedir. Oldukça kısa
süren ömründe (31 yıl) çok sayıda eser tamamlamış
olan Schubert, müziğindeki lirik, şiirsel romantizm
ile müzik tarihinde vazgeçilmez bir konuma sahip
olmuştur. Özellikle bulduğu melodilerin akıllarda
kalan güzelliği, onun müziğini ölümsüzlüğe kavuşturmuştur.
600'den fazla lied (şarkı), 9 senfoni, piyano için
sonatlar ve yaylı çalgı dörtlülerinin her biri
ayrı bir önem ve güzelliğe sahiptir.
Dört Impromptu, Op. 90 D. 899
Impromptu
kelimesi, "doğaçtan gelen" anlamına gelmektedir.
Piyano başında yapılan doğaçlama bir müzik, o anki
ruh halinde yola çıkarak yaratılan temalar, Impromptu
türünü açıklayabilecek özelliklerdir. Özellikle
19. yüzyıl Romantik dönem müziğinde bestecilerin
sık kullandığı bir müzik biçimi olan Impromptu'nün
ilk önemli ve başarılı örneklerini ise Franz Schubert
vermiştir. Toplam sekiz adet Impromptu bestelemiş
olan Schubert'in ilk dört Impromptu'sü bir set,
diğer dördü ikinci bir seti oluşturur. İlk setin
bir numaralı Impromptu'sü Do minör tondadır. Orta
yürüklükte bir tempoda akan müzik melankolik bir
havadadır. Başta duyulan hüzünlü bir tema, sonra
yerini daha umut dolu ikinci bir lirik temaya bırakır.
Bu iki tema arasında diyalog şeklinde gelişen ve
sakin bir ruh halinde sona eren parça, Schubert'in
müziğindeki şiirsel güzelliğe bir örnektir. İki
numaralı Mi bemol majör Impromptu ise hızlı tempolu
ve yorumlaması teknik açıdan zordur. Sağ elde duyulan
akıcı iniş çıkışlar, durmak bilmeyen bir hareket
kazandırırken zarafetten yoksun kalmaz. Buna karşılık,
parçanın ortasında Si minör hızlı bir dans etkisi
veren bir ara müziği vardır. Baştaki kesite tekrar
dönüldükten sonra eser, asabi bir bitirişle aniden
sona erer. Üç numaralı Impromptu'de sakin ortama
tekrar kavuşuruz. Bu parçanın tonu Sol bemol majördür
ve huzurlu hava etrafa hâkim olur. Bu parça, daha
sonraları Impromptu türünün örneklerini verecek
bir başka büyük besteci Chopin'e yön verecektir.
Setin son Impromptu'sü ise La bemol majördür. Sağ
elde duyulan arpejler, parçanın ana unsurudur.
Genel ruh hali olumlu ve umut dolu olan bu ilk
kesitin ardından, bu ruh halinde karşıtlık oluşturacak
karamsar havada bir ikinci kesit başlar. Müziğin
hareketi daha yavaşlar, piyanodan daha koyu renkler
çıkmaya başlar. Ne var ki, bu kesit yerini parçanın
başındaki arpejlere bırakır ve eser olumlu bir
havada sona erer. (Süre: 27 dk.)
LUDWIG VAN BEETHOVEN (1770-1827)
Müzik
tarihinin en mükemmeliyetçi ve çığır açan bestecisinin
kim olduğuna dair soruya verilebilecek en iyi yanıt,
kuşkusuz Beethoven olurdu. Yazdığı 9 senfonisi
müziğin anayasası olarak kabul edilmiş, piyano
sonatları piyanistlerin günlük duası haline gelmiş,
kısaca yazdığı eserler ile devrim ve yenilikler
yaratan bir dahi konumuna ulaşmıştır. Müzikte Klasik
dönemi sonlandırmış, kendinden sonra yaşam bulacak
olan müzikte Romantik dönemin kapılarını açmıştır.
6 Bagatel, Op. 126
Bagatel,
kısa ve karakteristik müzik parçası anlamına gelir.
Kısa bir öyküyü anlatan havaya sahip bu kısa parça
türü, Beethoven'in sevdiği bir müzik biçimi olmuştur.
Bestecinin yazdığı 6 adet Bagatel, opus 126 sayısını
taşır ve sen dönem eserleri arasında önemli bir
yere sahiptir. Birinci parça Sol majör tondadır
ve huzur dolu bir hava içindedir. Buna karşılık
ikinci parça Sol minör tondadır ve huzursuz, endişe
duygusu içindedir. Üçüncü parçada Beethoven sakin
atmosfere geri dönmüş ve Mi bemol majör tonda yazılmış
bu parçada zarafeti tüm güzelliğiyle yakalamıştır.
Dördüncü parça Si minör tonda bir köy dansı havasındadır,
canlı bir tempoyla çalınır. Yine karşıtlık oluşturacak
sakinlikte olan beşinci parça Sol majör tonda ve
orta yürüklükte bir tempoda çalınır. Son parça
Mi bemol majör tondadır, aniden ve çok aceleci
bir tavırla başlasa da, hemen arkasından şiirsel
bir melodi duyulur. Bir sözsüz şarkı gibi tınlayan
bu kesit, başladığı gibi aniden bitiriş kararının
alınması ile bir anda sona erer. (Süre: 25 dk.)
Piyano Sonatı, No. 21 Op. 53 Do majör
"Waldstein"
- Allegro con brio
- Introduzione. Adagio molto - ataca
- Rondo. Allegretto moderato - Prestissimo
Beethoven'in
eserleri müzik tarihçileri ve uzmanlar tarafından
üç döneme ayrılmaktadır. İkinci dönem, yani "Orta
Dönem"inde Beethoven, piyano için yazdığı sonatlara
ağırlık vermiştir. Bu sonatlar arasında kuşkusuz
en ünlü örneklerden biri "Waldstein" sonatıdır.
Tam adıyla Kont Ferdinand Ernst Gabriel von Waldstein,
Beethoven'in sonatını ithaf ettiği şahıstır. Besteciye
maddi ve manevi yardımda bulunan bu müziksever
asilzade, aynı zamanda Beethoven'in yakın dostudur.
Eser, Beethoven'in karakteristik enerjisini, kahraman
ruhunu yansıtır ve piyanoyu bir orkestra havasında
kullanmıştır.
Birinci bölüm,
kararlı bir havada ve çabuk tempoda çalınan bir
ilk kesit ile başlar. Buna karşılık, daha sonra
duyulacak olan ikinci bir kesitte, daha sakin ve
huzurlu bir havada diğer bir temayı duyarız. Bunun
ardından gelen gelişim kesitinde ise bölümün genel
havasındaki kararlılık etkisini sürdürmeye devam
eder ve güçlü bir bitirişle sona erer. İkinci bölüm,
çok yavaş tempoda ve soru sorar bir ifade ile başlar.
İlk bölümdeki heyecan dolu kararlılığın yok olduğu
bu bölümde zaman durmuş gibidir. Fakat bu havada
kalmışlık hissi çok geçmeden yerini üçüncü bölüme
bırakır. Bu son bölüm, önce bir söylenti, mırıldanma
gibi başlar, fakat sonra gerçeğe dönüşür ve kendinden
daha emin bir hal alır. Bölümün bu ilk kesiti gelgitler
ile doludur: kendinden emin olma hali bazen aniden
soru işaretleri ile yarıda kesilebiliyor. Fakat
Prestissimo, yani olabilecek en hızlı tempoda çalınan
kesite gelindiğinde kuşkular geride kalmıştır ve
eser etkileyici bir görkem havasında sona erer.
(Süre: 30 dk.)
Can Okan, Aralik 2008
|