Program Notları
Resital No:39, Sezon:5, 2011-2012/1
ERIC LE SAGE
7 Ekim 2011, Sakıp Sabancı Müzesi 'the Seed', İstanbul

CLAUDE DEBUSSY (1862-1918)

20. yüzyılın en önemli Fransız bestecilerinden birisidir. Frederic Chopin’den bu yana piyano müziğinin en önemli bestecisi sayılır. En önemli eserlerini piyano için bestelemiş, eserleriyle piyano çalma tekniklerinde devrim yaratmıştır. Claude Debussy, tam anlamıyla bir empresyonist bestecidir. Debussy’nin eserleri, sahip oldukları kalıcı karakteristik özelliklerle birlikte, adeta Claude Monet’nin resimlerinin işitsel halidir. Onun müziği, müzikteki “empresyonizm” kavramını tam olarak tanımlar, geç Romantizm ile erken 20. yüzyıl Modernizmi arasındaki geçişi temsil eder. Debussy, aynı zamanda müzik tarihindeki en önemli Fransız bestecilerden biri olarak kabul edilmektedir. Besteci, 20. yüzyılın başında sanat dünyasının baş aktörlerinden biri olmuştur. 1875 yılından sonra beste yapan diğer müzisyenler gibi, Debussy’nin müziği de kök ses odaklılık ve A-B-A formu gibi kısıtlamalardan uzaklaşmış; yoğun bir şekilde betimleyici, çoğunlukla duygusal, hatta onun da ötesinde, ruh hallerini yansıtan özellikte olmuştur. Debussy, orkestra, solo piyano, oda orkestraları için ve vokal eserler yazmıştır. Aryalarla tanımlanmaktan öte, baştan sona bir vokal ve orkestra dokusu taşıyan ilk opera olan "Pélleas et Mélisande"yi de Debussy bestelemiştir. Debussy’nin piyano eserleri, hem onun piyanodaki sezgisini, hem de Wagner ve zorlu piyano besteleriyle çağının armonik ve teknik ufuklarını genişleten Liszt’ten aldığı ilhamı yansıtmaktadır. Debussy’nin, döneminin resim sanatında olduğu gibi, zihnindeki görüntülerle müziğini birleştirebilmesi sonucunda, “Reflets dans l’eau” (Suda yansımalar), “La Cathédral engloutie” (Yutulmuş katedral) ve belki de en ünlü eserlerinden biri olan “Clair de lune” (Ayışığı) gibi şaşırtıcı derecede güzel müzikal manzaralar ortaya çıkmıştır. Kansere yakalanan ve bu hastalık yüzünden enerjisi tükenen Debussy, her şeye rağmen beste yapmayı sürdürmeye çalışmış ancak 1914’te I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine müziğe olan ilgisini kaybetmiştir. “Bu kadar insan kahramanca ölümle yüzleşirken ne gülebildiğini ne de gözyaşı dökebildiğini” söyleyerek 1 yıl süren bir sessizliğe gömülmüştür. Ancak daha sonra besteleriyle mücadeleye katılması gerektiğini düşünerek en son eserlerini vermiştir. Büyük besteci Mart 1918’teki Paris bombardımanında hayatını kaybetmiştir.

Images 1er cahier (İmgeler 1. Kitap)
Debussy'nin yapıtları 1977 yılında müzikolog François Lesure tarafından kataloge edilmiştir. İmgeler 1. Kitap da L110 katalog numarası ile kayda alınmıştır. 1904-1905 yılları arasında solo piyano için yazılmıştır. Eser, üç bölümden oluşur. İlk kez 1905 yılında Durand yayınevi tarafından basılmış ve yine ilk kez 3 Mart 1905'te Societe Nationale'de ünlü piyanist Ricardo Vines tarafından seslendirilmiştir. İmgeler 1. Kitabın yazıldığı yıllar, terzi olan ve dört yıldır evli olduğu ilk eşi Rosalie Texier'den ayrıldığı ve bir bankacının eşi olan amatör şarkıcı Emma Bardac ile birlikte yaşamaya başladığı ve kızları Claude-Emma'nın doğduğu döneme rastlar. Birinci bölüm "Reflets dans l'eau" (Sudaki Yansımalar) Re bemol Majör tondadır. Debussy'e göre müzik, sizi sonsuzlukta söz sahibi kılan bir tür matematiktir. Debussy'nin empresyonist (izlenimci) şair ve ressamlardan oluşun çevresinin etkisi ve empresyonist besteciliği çok güçlü hissedilir. Parçanın ana temasını su ve ışık oyunları oluşturur. Su doğayla insan ruhu arasında aracı olabilecek önemli bir simgedir. İkinci bölüm, Hommage à Rameau (Rameau'ya Saygı) Sol diyez minör tonda yazılmıştır. Debussy, Geç Barok çağın Fransız bestecisi J.Ph. Rameau'a atıfta bulunur. Mouvement (Hareket/Devinim) adını verdiği üçüncü bölüm ise Do Majör tondadır. Debussy nefret ettiği makine hızının ritmine, kendi içinde süreklilik arz eden mekanik devinime atıfta bulunarak aslında hareket özgürlüğünü ifade eder. Burada aslında daha çok soyut bir kavramı, ritmik bir gücü simgeler. Canlı tempodaki bu bölüm, bestecinin özellikle sevdiği gibi, ellerin en kısa açıklıkta bile çarpraz çalışı ve tınıların ustaca kullanılışı ile parçaya ayrı bir ilginçlik kazandırmaktadır.

L'Isle joyeuse
"Zevk Adası" anlamına gelen "L'isle joyeuse", L. 106 katalog numarası ile numaralandırılmıştır. Solo piyano için yazılmış büyük bir eserdir. 1904 yılında yazılan eser tek bölümden oluşur. La Majör tonda yazılmıştır. İlk kez 10 Şubat 1905'te Paris'te ünlü piyanist Ricardo Viñes tarafından seslendirilmiştir.

LUDWIG VAN BEETHOVEN (1770-1827)

Klasik Batı Müziği’nin “Üç B”sinden (Bach, Beethoven ve Brahms) biri olan Ludwig van Beethoven, kuşku ve tartışmasız bir şekilde batı müziği tarihinin en büyük bestecilerinden biridir. Almanya’nın Bonn kentinde doğan besteci, dokuz senfoni, dokuz konçerto, iki mass, bir operanın yanı sıra, solistler, küçük topluluklar ve orkestralar için sayısız eser bestelemiştir. Piyano eserleri arasındaki 32 adet hatırı sayılır sonat, her konser piyanistinin resital repertuarında bulunması gereken esas eserler arasındadır. Beethoven’ın Almanya ve Avusturya’daki yaşamı, fakirlik, zorluklar, hastalıklar, ailevi sorunlar ve sonu hüsranla biten aşklarla doludur. Yaşadığı tüm eziyetlere rağmen, dehası bitmek tükenmek bilmedi ve kendi hayatı daha da karmaşıklaştıkça yetenekleri gittikçe artan maceracı bir yapıya büründü. En büyük eserlerini, Napolyon’un Viyana kuşatmasının en kötü yılında ve ölmeden önce sağır olarak geçirdiği 14 yıl boyunca besteledi. Birçok Avrupalı besteci gibi, Beethoven da Kilise ve çeşitli aristokrat aileler tarafından maddi anlamda destekleniyordu. Hala duyabiliyorken, popüler bir konser piyanistiydi ve kendi eserlerini çalıyordu. En son performansını, “İmparator” Konçertosu’nu çalmak üzere 1811 yılında sergiledi. Ancak, bu dönemde tamamen sağırlaşmıştı ve konser büyük bir fiyaskoyla sonlandı. Bunun üzerine Beethoven sahneyi tamamen terk etti ve en önemli gelir kaynağını kaybetti. Bestelediği eserlerin çok büyük bir bölümü risklidir, genellikle kahramanlığı ve zorlukları dışavurur; genel olarak kendi dönemi için bambaşka bir duyarlılığa sahiptir; yeni bir çığır açmıştır. Tek operası olan “Fidelio”, genel olarak kullanılan opera temaları olan ahlaksızlık ve ölümün aksine, evliliğin ve aşkın zevklerinden ve tutkularından bahseder. “Hammerklavier” isimli piyano sonatı ise, 1818 yılının yeni geliştirilen pedallı ve altı oktavlı piyanosunun limitlerini zorlayan bir macera olmanın ötesinde, yeniden yapılandırılan bir sonat formunu örneklemektedir. Dokuzuncu Senfonisi’nin dördüncü bölümünde, Schiller’in “Ode to Joy”’una (Neşeye Övgü) yer vermiştir. Buradaki insan sesleri, bir Aydınlanma fikri olan İnsanların Kardeşliği idealini hararetli bir şekilde tekrarlamaktadır. Beethoven’dan önce hiçbir besteci böyle bir mesajı coşkulu bir şekilde bir senfoni formatı içinde vermemiştir.

Sonata n° 30, op 109
Solo piyano için yazılmış romantik dönem eseridir. 30 Numaralı Sonat, Beethoven'ın bestelediği sondan üçüncü piyano sonatındır. Aslında bestecinin bir üçleme şeklinde düşündüğü ve Berlin'de yaşayan yayıncısı Schlesinger'a da bu şekilde yayınlaması için teklif ettiği sonatlar bir üçleme şeklinde yayınlanamamış; halen üzerinde çalışmakta olduğu besteleri ve yayıncısına yazdığı mektuplardan anlaşıldığı üzere daha sonra kötüleşen sağlığı nedeniyle de 31 ve 32 numaralı piyano sonatları 2-3 yıla yayılan bir zamanda bestelenerek yayınlanmıştır. Mi Majör tondaki eser, 1820 yılında bestelenmiş ve 1821 yılında ilk kez yayınlanmıştır. Bestecinin yakın arkadaşı Antonie Brentano'nun kızı Maximiliane Brentano'ya ithaf edilmiştir. Op. 109 katalog numarası ile kayda alınan eser 3 bölümden oluşur. Birinci bölüm, Vivace ma non troppo: Adagio espressivo; ikinci bölüm, Prestissimo ve üçüncü bölüm Gesangvoll, mit innigster Empfindung.


ROBERT SCHUMANN (1810-1856)


19.yy. Romantik Dönem piyano müziğinin en önemli temsilcilerinden ve Almanya’daki Romantik hareketin öncülerinden Alman besteci ve müzik eleştirmeni Robert Schumann'dır. Özellikle solo piyano için müzikleri, senfonileri, konçertolarıyla tanınan Schumann, bir müzik gazetesi çıkartarak müzikolojinin de ilk isimlerinden biri olmuştur. Yaşamı boyunca çektiği ruhsal sıkıntılarının yanı sıra yaşadığı dönemin romantik ruhunu müzikte en şiirsel ve anlamlı biçimde yansıtmıştır.

Kitap satıcısı Friedrich August Schumann ile Johanna Christiane Schnabel’in beş çocuğundan en genci olan Robert Schumann çocukluğundan beri hep şair olmayı istemiş ancak müziğe olan yeteneği nedeniyle babası tarafından piyano dersleri almaya teşvik edilerek kendini bu yönde ilerletmiştir. Virtüözlük seviyesine ulaştıktan kısa bir süre sonra ise beklenmedik bir anda ellerindeki bir sakatlık sonucu piano çalamaz olmuş, sağ elinin orta parmağını kullanamaz olunca besteci-pianist yerine besteci-eleştirmen kimliğine bürünmüş ve kararlılıkla beste yapmayı sürdürmüştür. Piyano hocası Wieck'in kendi gibi müzisyen olan kızı Clara Wieck ile evlenmiştir. Clara'nın, Schumann'ın eserlerinin prömiyerini de gerçekleştirdiği dikkate değer piyanistlik kariyeri olmuştur. Delirmekten her zaman korkmuş olan Schumann’ın bu korkusu ve artan halüsinasyonları onu 1854’te bir intihar girişimine kadar götürmüş, bunun üzerine bir akıl hastanesine yatırılmış ve 29 Temmuz1856’da burada yaşama veda etmiştir.

Fantaisie op 111
Opus 111 katalog numarası ile numaralandırılmış romantik dönem eseridir. 1851 yılında piyano için yazılmıştır ve üç bölümden oluşur. Schumann'ın hastalığının ileri seviyede kendini göstermeye başladığı bu dönemde ruh hali de eserlerine yansımıştır. Do minor tonda birinci bölümü, La bemol majör tonda ikinci bölüm takip eder ve parça yine do minör tondaki üçüncü bölüm ile sona erer.

Fantaisie op 17
1836 yılında solo piyano için yazılmıştır. Do Majör tondadır. Üç bölümden oluşur. Franz Liszt'e ithaf edilmiştir. Schumann'ın solo piyano için yazdığı en büyük eserlerinden biri olarak gösterilir. Ayrıca erken romantik döneme ait başlıca eserlerden biridir. İtalyan versiyonu Fantasia olarak da bilinir. Heyecanlı ve tutkulu birinci bölümü, mi bemol majör tonda ve ilk bölümdeki duyguları çağrıştıran ikinci bölüm takip eder, parça yavaş ve derin bir final bölümüyle sona erer.

İstanbul Resitalleri, Eylül 2011


ANA SAYFA

İ S T A N B U L   Istanbul Recitals    RESİTALLERİ
M&K