| JOHANN
                              SEBASTIAN BACH (1685-1750)
 Müzisyen
                          bir ailede doğan ve tüm dünyada müzik tarihinin temel
                          taşı olarak kabul görmüş olan büyük Alman besteci Johann
                          Sebastian Bach, yaşadığı Barok Dönem'in müzikteki doruğunu
                          oluşturmuştur. Barok müziğinin yapısında en belirgin
                          özellik, müzikte "kontrast"lar kullanılması
                          olmuş ve bununla birlikte konçertolar devri başlamıştır.
                          Müziksel ifadeyi güçlendirmek için kullanılan ses düzeyinin
                          alçalıp yükselmesi Barok dönemde keşfedilen ve gelişen
                          İşaretlerle başlar. Orta Çağ ve Rönesans'ta ses şiddeti,
                          hep aynı seviyede kullanılmaktaydı. Barok dönemde piyano
                          (düşük ses) ve forte (gür ses) terimleri ile eserlerde
                          ses şiddetinin önemi ve katkısı görülmeye başlar. Barok
                          dönemin bir diğer yeniliği, bu döneme kadar olan müzikal
                          yapıda bulunmayan ve eserin başka bir bölüme geçeceğini
                          veya bittişini belirten bir olgunun kullanılmasıdır.
                          Eserlerde kapanışlar ve geçişler daha güçlü yer alır.
                          1600'lü yıllarda başlayan Barok Dönem Bach'ın ölümüyle
                          sona ermiştir. Kendi döneminde yaşamış ve kendinden
                          sonra yaşayacak bütün büyük besteciler Bach'tan etkilenmiş
                          ve onlara ilham kaynağı olmuştur. Yazdığı bin küsür
                          eserinde kusursuz armoni ve kontrpuanda (polifonik
                          yazı biçimlerinde) kusursuzluğu yakalamış, füg, kantat,
                          passion, konçerto, süit gibi müzik türlerinin ustalıklı
                          örneklerini vermiştir. Bunların arasında 300 küsür
                          kantat, İsa'nın son dört gününü anlatan dramatik "Aziz
                          Matta'ya göre Çile", 6 Brandenburg Konçertosu,
                          Viyolonsel için 6 Süit, Keman için 3 Sonat ve 3 Partita,
                          klavyeli çalgılar için İngiliz, Fransız Süitleri, Partita'lar, "İyi
                          Düzenlenmiş Klavye" başlıklı dev yapıtı, yazdığı
                          son eseri "Füg Sanatı" örnek olarak gösterilebilir.
                          J.S.Bach'ın eserleri BWV numaralarıyla indekslenmektedir;
                          kısaltma Bach Werke Verzeichnis ( Bach Eserleri Kataloğu)
                          kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Katalog, Wolfgang
                          Schmieder tarafından derlenerek 1950 yılında basılmış;
                          kronolojikten ziyade tematik olarak düzenlenmiştir.
                          Örneğin BWV 525'ten BWV 748'e kadar olan eserleri org
                          için yazılmıştır.
 
 Fantasia Do minor, BWV. 906
 Aslında
                          Fantezi ve Füg olan eserin füg bölümü tamamlanamadığı
                          için kısaca Fantazi Do Minör olarak anılır. Eser, 1738
                          yılında yazılmıştır.
 
 ROBERT SCHUMANN (1810-1856)
 
 Kitap
                          satıcısı Friedrich August Schumann ile Johanna Christiane
                          Schnabel’in beş çocuğundan en genci olan Robert Schumann
                          çocukluğundan beri hep şair olmayı istiyordu ancak
                          müziğe olan yeteneği nedeniyle piyano dersleri aldı
                          ve kendini bu yönde ilerletti. Virtüözlük seviyesine
                          ulaştıktan kısa bir süre sonra ellerindeki bir sakatlık
                          sonucu piyano çalamaz oldu. İddialara göre elindeki
                          problem, parmaklarını güçlendirmek için kullandığı
                          bir makineden kaynaklanmıştı; başka bir iddiaya göre
                          frengili bir yaranın iyileşmesi için uygulanan yanlış
                          tedavinin sonucuydu. Sağ elinin orta parmağını kullanamaz
                          olunca besteci-pianist yerine besteci-eleştirmen kimliğine
                          büründü ve kararlılıkla beste yapmayı sürdürdü. Almanya'da
                          romantik hareketin öncülerinden, Alman besteci ve eleştirmen
                          Robert Schumann, 19.yy. Romantik Dönem piyano müziğinin
                          en önemli temsilcilerindendir. Özellikle solo piyano
                          için müzikleri, senfonileri, konçertolarıyla tanınan
                          Schumann, bir müzik gazetesi çıkartarak müzikolojinin
                          de ilk isimlerinden biri olmuştur. Yaşadığı dönemin
                          romantik ruhunu müzikte en şiirsel ve anlamlı biçimde
                          yansıtan büyük besteci, yaşamı boyunca çektiği ruhsal
                          sıkıntılarını da müziğine yansıtmıştır. Delirmekten
                          her zaman korkmuş olan Schumann’ın bu korkusu ve artan
                          halüsinasyonı onu 1854’te bir intihar girişimine kadar
                          götürmüştür. Bunun üzerine bir akıl hastanesine yatırılmış
                          ve 29 Temmuz 1856’da orada yaşama veda etmiştir.
 
 Peygamber
                          Kuşu Op.82 No.7
 Schumann'ın
                          82 Opus numarasıyla kayda alınmış ve 9 parçadan oluşan
                          Waldszenen adlı eserinin en popüleri olan 7. parçasıdır.
 
 Abegg Çeşitlemeleri
 1 Opus numarasıyla kayda alınmış ve Fa majör tonda
                          yazılmış eserin ismini Schumann'ın hayat arkadaşı
                          Meta Abegg'den aldığı sanılıyor. 1829 ve 1830 yılları
                          arasında bestelenmiştir. "Tema", "Üç
                          Çeşitleme" ve "Final" bölümlerinden
                          oluşur.
 
 FRANZ LISZT (1811-1886)
 
 Macar kompozitörü ve piyanisti
                          Franz Liszt, klasik müzik evreninin en karizmatik müzisyenlerinden
                          biridir. Kiliseden, tiyatrodan, felsefeden etkilenmiş,
                          hayatı boyunca değişik alanlara bakmış olmakla birlikte
                          tüm serüvenleri içinde 'Piyano' hep merkezde kalmıştır.
                          Bugünün piyano resitali kavramı Liszt tarafından geliştirilip
                          olgunlaştırılarak bugünkü formunu kazanmıştır. Orkestral
                          bir form olan 'senfonik şiir'de yine Liszt'in buluşudur.
                          Liszt'in babası Haydn'ın orkestrasında çelist olarak
                          çalışan saygın bir müzisyendi. İlk piyano derslerini
                          Liszt'e babası verdi. 6 yaşında piyanoya başlayan Liszt,
                          8 yaşına geldiğinde ilk bestelerini yapmaya başlamıştı.
                          1821'de eğitim için Viyana'ya götürülen Liszt, Salieri'den
                          ders almaya başladı. 1823'de Beethoven tarafından alnından
                          öpülerek kendi deyişiyle müziğe vaftiz edildi. Aynı
                          yıl ailesinin Paris'e taşınması nedeniyle Paris'e gitti.
                          İlk evliliğini, ilişkileri başladığında evli olan Kontes
                          Marie D'Agoult ile yaptı. Hayatı boyunca içlerinden
                          biri de Wagner'in eşi olmak üzere birkaç evlilik yaptı.
                          Kadınlar arasındaki popülerliği sık sık farklı bir
                          kente taşınmasına yol açtı. Gençliğinde kilisenin etkisinde
                          kapalı içe dönük bir yaşam süren Liszt, Paganini'yi
                          dinledikten sonra değişip piyano ve konserlere açıldı.
                          Döneminin en büyük piyanisti olan Liszt, piyanonun
                          o güne kadar yazılmış en zor eserlerini yazmıştır.
                           (Anne Pelegrinage) Kompozitörlüğünde Chopin ve Berlioz'den
                          etkilenen Liszt'in armonik dilinden Ravel ve Wagner
                          ciddi biçimde etkilenmiştir. 1847'den sonraki döneminde
                          Weimar'ı bir müzik merkezi haline getirmek için çalışmıştır.
                          Liszt, klasik müzikte Romantik dönemin en merkezi figürlerinden
                          biridir. Büyüleyici piyanizmi ile yaşadığı dönem boyunca
                          Avrupa'yı ateşe verdi. Piyanizmine oranla daha yavaş
                          yaygınlaşan kompozitörlüğünün yanısıra değerli bulduğu
                          diğer müzisyenlerin çalışmalarının yerleşmesi ve yaygınlaşması
                          için büyük emek vermiş, müzik eğitimine doğrudan katkıda
                          bulunarak bir çok öğrenci yetiştirmiştir. Ölümünden
                          elli yıl sonra Budapeşte Merkez Konservatuvarı'nın
                          adı Franz Liszt Akademisi olarak değiştirildi.
 
 3 Numaralı
                          Konser Etüdü
 1845 - 1849 yılları arasında bestelenmiş
                          ve 1849 yılında yayınlanmıştır. Eduard Liszt'e ithaf
                          edilen eser, 3 konser etütünden oluşuyor. La Bemol
                          Majör tonda yazılmış "II lamento", Fa Minör
                          tonda yazılmış "La leggierezza" ve Re Bemol
                          Majör tonda yazılmış "Un Sospiro". Etütlere
                          Liszt'in bir sıralama yaptığı düşünülmüyor ancak "Un
                          Sospiro" 3 numaralı konser etüdü olarak anılıyor.
 
 ALBERTO GINASTERA (1916-1983)
 
 Piyanoya 7 yaşında
                          başlayan Arjantinli besteci, 12 yaşında girdiği Williams
                          Konservatuarından Altın Madalya ile mezun olduktan
                          bir yıl sonra 1936'da ilk eserini Panambi'yi bestelemiştir.
                          Beş yıl sonra sipariş üzerine yazdığı Estancie balesi
                          ile Arjantin'de büyük bir üne kavuşmuştur. Guggenhiem
                          bursu ile çalışmalarına ABD'de devam eden bestecinin
                          ülkesi Arjanti'nin lideri Peron ile araları barışmamış
                          hatta bazı besteleri ülkesinde yasaklanmıştır. Kendisi
                          gibi Arjantinli olan çelist Aurora Natola ile evlenerek
                          Cenevre'ye yerleşen besteci, dört opera, iki bale,
                          birçok film müziği, konçertolar (arp, piyano, keman
                          ve çello için), kantatlar ve Arjantin folkloruyla işlenen
                          oda müziği gibi farklı zengin eserler vermiştir.
 
 Arjantin
                          Dansları Op.2
 İlk kez 1937 yılında seslendirilen
                          eser, Arjantin halk müziğinin ritmik unsurlarını ustaca
                          işler. Üç dansdan oluşur ve her bir dans ayrı bir kişiye
                          ithaf edilmiştir. 1. Dans olan Danza del viejo boyero
                          (Yaşlı Sığır Çobanının Dansı) Pedro Saenz'e, 2. Dans
                          olan Danza de la moza donosa (Üzgün Kızların Dansı)
                          Emilia Stahlberg'e, 3. Dans olan Danza del gaucho matrero
                          (Akıllı gaucho'nun Dansı) Antonio de Raco'ya ithaf
                          edilmiştir. Raco, aynı zamanda eserin 27 Ekim 1937'de
                          prömiyerini yapan piyanisttir. 1. Dans hızlı başlayıp
                          ağır bir tempoda devam eder. 2. Dans romantik ve duygusal
                          bir havadadır. 3. dans ise oldukça yüksek tempoda ve
                          ritmik bir girişin ardından duralar gibi olduktan sonra
                          tekrar hızlı temposuna geri döner.
 
 İstanbul Resitalleri, Kasım 2010
 
 |