JOHANN
SEBASTIAN BACH (1685-1750)
Tüm dünyada
müzik tarihinin temel taşı olarak kabul görmüş
olan büyük Alman besteci Johann Sebastian Bach,
yaşadığı Barok Dönem'in müzikteki doruğunu oluşturmuştur.
Kendi döneminde yaşamış ve kendinden sonra yaşayacak
bütün büyük besteciler Bach'tan etkilenmiş ve
onlara ilham kaynağı olmuştur. Yazdığı bin küsür
eserinde kusursuz armoni ve kontrpuanda (polifonik
yazı biçimlerinde) kusursuzluğu yakalamış, Füg,
Kantat, Passion, konçerto, süit gibi müzik türlerinin
ustalıklı örneklerini vermiştir. Bunların arasında
300 küsür kantat, İsa'nın son dört gününü anlatan
dramatik "Aziz Matta'ya göre Çile", 6
Brandenburg Konçertosu, Viyolonsel için 6 Süit,
Keman için 3 Sonat ve 3 Partita, klavyeli çalgılar
için İngiliz, Fransız Süitleri, Partita'lar, "İyi
Düzenlenmiş Klavye" başlıklı dev yapıtı, yazdığı
son eseri "Füg Sanatı" örnek olarak gösterilebilir.
Aria variata alla maniera italiana, BWV.
989
(İtalyan stilinde Arya ve çeşitlemeler)
Johann
Sebastian Bach'ın klavsen için yazdığı bu eserin
yaradılış tarihi kesin olarak bilinmese de 1714
yılında tamamladığı tahmin ediliyor. Eser, klavsen
yazısı bakımından yorumcuya ustalık seviyesinde
çalışı öngören teknik pasajlar içerir. Arya adı
verilen eserin ilk bölümü La minör tondadır ve
üst partide duyurulan tema akorlar tarafından
desteklenir. Temanın sergilenmesi sona erdiği
gibi, çeşitlemeler başlar ve müzik, eserin ana
öğesi olan melodinin çeşitli ritmik ya da figüratif
değişimlere uğratılması ile renklenir. Toplam
on adet çeşitlemenin bir, beş ve altıncı çeşitlemeleri
ağır tempoda, iki, üç, dört, yedi, sekiz ve dokuzuncu
çeşitlemeleri ise hızlı tempodadır. Onuncu çeşitleme
ise eseri ağırbaşlı ve sakin bir havada sonlandırır.
(Süre: 12 dakika)
WOLFGANG AMADEUS MOZART
(1756-1791)
Müzik
tarihine genel olarak baktığımız zaman, birçok
çeşitli bestecilerin ne denli yetenekleri, sıra
dışı güç ve üretkenliğe sahip olduklarını görürüz.
Ancak, Wolfgang Amadeus Mozart, tüm dünya tarihinde
benzerine az rastlanır bir mükemmeliyete sahip
olan ve müziğiyle "olağanüstü" niteliğini şüphesiz
hak eden bir bestecidir. 35 yıl gibi bir insan
için kısa sayılacak bir süreçte, 626 adet eser
yaratmış olan ve her birinde aynı kusursuzluğu
yakalayan Mozart, kendisinden sonra yetişen tüm
büyük bestecileri ve müzisyenleri kendisine hayran
bırakmış, operadan sonata kadar müziğin yaklaşık
her türüne eşsiz örnekler vermiştir.
Duport'un bir Minuetto'su üzerine Çeşitlemeler, K.
573
Wolfgang
Amadeus Mozart, klavsen için çok sayıda çeşitleme
seti yazmıştır. Yaşadığı dönemin ya da geçmişin
ünlü bestecilerinin ünlü temalarını esas alarak,
bu temalar üzerine çeşitlemeler yaratarak renkli
bir müzik yelpazesi elde etmiş, müzikte çeşitleme
türünün ilk önemli örneklerini vermiştir. Mozart'ın
yakın arkadaşlarından biri olan ve beraber konserler
verdiği Fransız viyolonselci Jean-Pierre Duport'un
6. Viyolonsel Sonatı'nda yer alan Minuetto bölümü,
bu eserin ana teması olarak değerlendirilmiştir.
Temanın sergilenmesini izleyen dokuz çeşitlemenin
her biri farklı karakter ve zenginlik içerir. Dönemin
klavsen yazısına yenilik getiren zorluklar da içeren
eser, temanın yeniden sergilenmesi ile son bulur.
(Süre: 15 dakika)
FRANZ JOSEPH HAYDN (1732-1809)
18. yüzyıl Klasik dönem
müziğinin önde gelen temsilcisi hiç kuşkusuz Franz
Joseph Haydn'dır. Müzik formları ve biçimlerine
getirdiği yenilikler, senfoni, sonat gibi önemli
müzik türlerinin şeklini veren besteci, kendinden
sonraki birçok besteciye bu bakımdan yön vermiştir.
Anılmaya değer üretkenliği, onun çok sayıda eser
tamamlamasına olanak sağlamıştır. Yazdığı 104 senfoni
ile "Senfonin Babası" sıfatını kazanmıştır. Ayrıca
birçok opera, oratoryo, yaylı çalgı dörtlüleri,
piyano sonatları ve çeşitli oda müziği eserleri
yazmıştır.
Piyano Sonatı, No. 35 Hob.XVI No: 43 La
bemol majör
Franz Joseph
Haydn, üretken besteciliğinin yanı sıra aynı zamanda
iyi bir klavsen virtüözü olarak anılmalıdır. Yaşamı
boyunca bu enstrüman için 62 adet sonat bestelemiştir.
Böylece Haydn, müzik tarihinde bugünkü haliyle
bilinen sonat kavramının ilk örneklerini bu eserler
ile vermiştir. Aslen klavsen için yazılan bu sonatlar
doğal olarak günümüzde piyano ile çalınmaktadır.
Bu sonatlardan 35 numaralı Si minör Sonat, bestecinin
orta döneminin ürünüdür. Üç bölümden oluşur: orta
yürüklükte başlayan bir ilk bölüm "Moderato", Klasik
dönemde oldukça popüler bir saray dansı olan "Menuet"
ve çok hızlı tempoda çalınması gereken bir son
bölüm "Rondo". (Süre: 12 dk.)
SERGEI RACHMANINOV (1873-1943)
Romantik
dönem müziğinde piyano, birçok bestecinin gözde
enstrümanı olmuştur. Bunun nedeni, piyanonun tını
ve renk dünyasının genişliği ve teknik bakımdan
sahip olduğu geniş olanaklar dünyasının, romantik
dönem bestecilerine ilham kaynağı olmuştur. Geç-Romantik
dönem müziğe baktığımızda ise, piyano yazısını
doruğa çıkaran ve aynı zamanda zamanının en ünlü
piyanistlerinden biri olan Rus besteci Sergei Rachmaninov
ile karşılaşmaktayız. Üretken bir besteci, A.B.D.'de
geçirdiği yıllar boyunca çok sayıda ses kaydı yapan
bir piyanist ve bir orkestra şefi olarak Rachmaninov,
Geç-Romantik dönem müziğinin Rusya'daki başta gelen
temsilcisidir. Piyano için 4 konçerto, 3 senfoni,
solo piyano için 2 sonat, prelüdler, Etüd-Tablo'lar,
her biri ayrı değer taşıyan önemli eserlerdir.
Etüd-Tablo, Op. 33 No. 1
Rachmaninov'un yazdığı toplam 16 adet Etüd-Tablo, iki set halindedir:
ilk yedisi Op. 33, diğer dokuzu ise Op. 39 setinde toplanmıştır. Bunlar, adından
da anlaşılacağı gibi her biri ayrı karakterler ve atmosfer içeren, dinleyene
bir tabloyu seyrettirecek bir izlenim sunan parçalardır. Bu Etüd-Tablo'ların
ilki Fa minör tondadır, orta yürüklükteki bir tempoda marş havasındadır. Genel
hareket, devinim etüd boyunca durmadan devam eder ve sakin bir şekilde sona erer.
(Süre: 3 dakika)
Etüd-Tablo, Op. 33 No. 2
Birinci cilt Etüd-Tablo serisinden iki numaralı
Do majör Etüd-Tablo, piyanoda yapılan bir doğaçlama
havasındadır. Üst partide duyulan melodi, Rachmaninov'un
müziğindeki tipik melankoliyi yansıtır, fakat huzurlu
bir havada, kararsızlığın çözülmesi ile sona erer.
(Süre: 2 dakika)
Etüd-Tablo, Op. 39 No. 1
Rachmaninov'un yazdığı toplam iki cilt halindeki
Etüd-Tablo'ların ikinci cildi, Do minör Etüd ile
başlar. Çok hızlı bir tempoda çalınan ve genel
olarak asabi, hırçın bir ruh halini barındıran
etüd, piyano yazısı bakımından ustalık gerektiren
zorluklar içerir. (Süre: 3 dakika)
Etüd-Tablo, Op. 39 No. 4
İkinci cilt Etüd-Tablo serisinin dört numaralı
Si Minör Etüdü, hızlı bir tempoda çalınır ve kararlı,
enerjik bir karakter taşır. Ritmik keskinliği ile
hızlı bir marş havası içerisinde akıp giden etüd,
müzik boyunca hissedilen kararlılık ile sona erer.
(Süre: 4 dakika)
Etüd-Tablo, Op. 39 No. 8
Op. 39 Etüd-Tablo serisinde belki de en uçarı
havayı içeren Etüd, Re minör 8 numaralı Etüd'dür.
Rachmaninov'un piyano yazısının tipik özelliklerinden
biri olan polifonik hatlar, armonik doluluk ve
yoğunluk, burada da kendini tüm karakteristikliği
ile gösterir ve etüd, seslerin sakinlik içinde
havada kaybolması ile sona erer. (Süre: 3 dakika)
Etüd-Tablo, Op. 39 No. 9
Rachmaninov, yazdığı son etüdü oryantal bir marş
olarak nitelemiştir. Orta yürüklükte bir tempoda
çalınan, fakat kararlı ve Rachmaninov'da az rastlanır
iyimser bir havada başladığı gibi enerjisini hiç
kaybetmeden ilerleyen Etüd, orkestranın ses dünyasını
andıran yoğunlukta ve parlak bir havada sona erer.
(Süre: 5 dakika)
GYÖRGY LIGETI (1923-2006)
20. yüzyıl Modern Müzik çağının belki de
en önemli temsilcilerinden biri de Macar-Yahudi besteci
György Ligeti'dir. Macaristan'da gerçekleşen devrimlerden
uzaklaşıp Viyana'ya yerleşmesinden itibaren, modern
müzik teknikleri bulmuş, geliştirmiş ve eserlerinde
kullanarak müzik dünyasında çığır açmıştır. Özellikle
orkestra, solo piyano, oda müziği ve vokal müzik
alanında verdiği çok sayıda örnekler ile çağdaş müzik
tarihinde vazgeçilmez bir konuma sahip olmuştur.
Touches bloquées (Üst üste çakışan
tuşlar)(1. Cilt, No. 3
György Ligeti'nin solo piyano için yazdığı
çok sayıda müziklerin arasında en önemlileri, üç
cilt halinde yazdığı toplam 18 adet Etüd olarak gösterilebilir.
20. yüzyıl piyano müziğinin temel taşları sayılan
bu Etüdler, yorumcuya teknik bakımdan olağanüstü
sayılabilecek zorluklar sunar. Her bir etüd, farklı
bir piyano çalış tekniği üzerine yoğunlaşır. İlk
cilt (1985) 6 adet Etüd, ikinci cilt (1988-1994)
6 Etüd, üçüncü ve son cilt (1995-2001) ise 4 Etüd
içerir. Bunlar arasından "Touches bloquées" başlıklı
etüd, kendisinden önce yaşamış büyük Macar besteci
Bartok'un müzikal etkilerini taşır ve iki ritmik
öğe üzerine kurulmuştur. (Süre: 3 dakika)
Galamb borong (2. Cilt, No. 1)
Ligeti'nin bu etüdü, Uzakdoğu ve Bali
adalarının yöresel müziklerin etkisini taşır. Çok
hızlı bir tempoda çalınan ve oldukça gizemli bir
havaya sahip olan etüdün başlığı, "anlamsız Balinez"
olarak çevrilebilir. (Süre: 3 dakika)
Beyaz üstünde beyaz (3. Cilt, No.
4)
Ligeti'nin tamamladığı üçüncü ve son cilt
Etüdlerin dördüncüsü olan "White on white", piyanoda
yalnızca beyaz renkli tuşlar üzerinde çalınır. Dinleyen
kişi, yalnızca beyaz tuşlar söz konusu olduğu için
Do majör ya da tonal stilin hâkim olduğu bir müzik
ile karşılaşacağını zannetse de, etüd kesinlikle
tonal hiçbir öğe içermemektedir. (Süre: 3 dakika)
Fém (2. Cilt, No. 2)
Macar dilinde "metal" anlamına gelen "Fém"
başlıklı etüd, durmak bilmeyen ritmik devinimler
ile sürüp gider ve hicivli bir atmosfer taşır. Etüdün
sonu, beklenmedik bir şekilde şiirselliği ile ön
plana çıkan bir sakinliğe kavuşur. (Süre: 3 dakika)
Cordes à vide (1. Cilt, No. 2)
"Boş akorlar" başlığını taşıyan bu etüd,
Fransız besteci Erik Satie'nin piyano eserlerindeki
sakin atmosfere gönderme yapar, fakat sakinlik yerini
huzursuzluk dolu bir sıkışmaya bırakır. (Süre: 4
dakika)
L'escalier du diable (2. Cilt, No.
8)
Ligeti'nin solo piyano için yazdığı bütün
Etüd'ler arasında teknik bakımdan belki de en zoru,
"Şeytanın Merdiveni" başlığını taşıyan Etüd'dür.
Sürekli devinim halinde ilerleyen ve aşırı hızlı
tempoda çalınan etüd, klavye üzerinde piyanist tarafından
neredeyse çalınmadık tek bir tuş bırakmaz. Başlığından
da anlaşılacağı gibi şeytani ve koyu atmosfer, etüdün
sonlarına doğru önlenemez bir şiddetle artar ve tüm
asabiyetiyle sona erer. (Süre: 6 dakika)
Can Okan, Nisan 2009
|