ROBERT
SCHUMANN (1810-1856)
19.yy. Romantik Dönem piyano müziğinin en önemli
temsilcilerinden biri de Alman besteci Robert Schumann'dır.
Özellikle solo piyano için müzikleri, senfonileri,
konçertolarıyla tanınan Schumann, bir müzik gazetesi çıkartarak müzikolojinin
de ilk isimlerinden biri olmuştur. Yaşadığı dönemin romantik ruhunu müzikte en
şiirsel ve anlamlı biçimde yansıtan büyük besteci, yaşamı boyunca çektiği ruhsal
sıkıntılarını da müziğine yansıtmıştır.
Noveletten op.21 (Kısa Romanlar)
Schumann,
özellikle kısa süreli ve karakteristik parça türünde üstün bir başarı yakalamıştır.
Her biri farklı karakterler ve farklı hikayeler içeren bu parçalarda Schumann,
sahip olduğu üstün hayal gücünü harekete geçirmiştir. Bu konuda verilebilecek
en güzel örneklerden biri de solo piyano için yazdığı sekiz adet "kısa roman"lardır.
Besteci, bu parça serisini 1838 yılında yazmıştır. Birinci parça, fa majör tondadır
ve kararlı bir ifade ile açılır. Hemen arkasından hazırlıksız gelen ve karşıtlık
oluşturan sakinlikte bir tema, Schumann'ın çift yönlü karakterini yansıtır. Bundan
sonraki ikinci parça, re majör tondadır ve çok hızlı bir tempodadır. Parçanın
ortasında Goethe'nin "Batı-Doğu Divanı" adlı büyük yapıtından esinlenerek cennette
dans eden kızları tasvir ettiği bir kesit yer alır. Üçüncü parça yine re majördür
ve bir dans havasında başlar fakat ortasında adeta bölümün kilit taşı niteliğinde
olan bir intermezzo kesiti ile fırtınalı bir havaya dönüşür. Bu parçada Schumann'ın
Shakespeare'in Macbeth tragedyası'nın başında yer alan "Cadılar" sahnesini hayalinde
canlandırdığı söylenir. Dördüncü parça, bir Viyana valsi havasındadır. Parçanın
ortasında iki sevgilinin sohbeti canlandırılır. Yine re majör tondaki beşinci
parça, eşi Clara ile bestecinin bir düğün dansı olarak canlandırılmış, fakat
Clara'nın babası -ve Schumann'in piyano hocası Friedrich Wieck-nın engelleme
çabaları, parçanın ortasındaki huzursuz karakterli ara müziğinde hissedilir.
Altıncı parça la majör tondadır ve espritüel bir havaya sahiptir. Yedinci parça
ise, mi majçr tonda ve çok canlı bir vals ile başlar, hazırlıksız bir geçişle
daha sahin ve lirik bir ikinci tema ise bunun ardından gelir. Son ve en uzun
parça ise fa diyez minör tonda başlar. Huzursuz ve asabi bir hava hissettirir.
Aniden başlayan bir ara müziği ile geçici olarak sakinleşir. Fakat ardından ilk
kesit yeniden duyurulur. Arkasından, başka bir ani geçişle bu sefer av kornolarını
andıran tınılar dikkat çeker ve daha olumlu bir hava yaratılır. Paraçanın bitiriş
kesitine ulaşılır ve burada renkli bir karnaval havası yaratılır ve eser görkemli
bir şekilde sona erer.
FELIX MENDELSSOHN (1809-1847)
Bu yıl 200. doğum yıldönümünü
tüm dünyanın kutladığı Alman besteci Felix Mendelssohn, romanti dönemin ilk evresinde
yaşamış ve bu bakımdan klasik dönemin de izlerini üzerinde taşıyan bir bestecidir.
Buna karşın renk yelpazesi geniş bir müziği olan, yaşadığı dönemin sanattaki
yansımaları olan "duygusal dışavurum" ve "kendini ifade etme" isteğini müziğine
yansıtmıştır. Aynı zamanda bir orkestra şefi olarak çağdaşı olan bestecilerin
pek çok eserinin tanınmasına büyük katkılarda bulunmuş bir müzisyendir. F
Fantazi
op.28 Fa diyez minör "İskoç Sonatı"
Mendelssohn, bu eserini 1828 yılında İskoçya'ya
yağacağı ziyaretten bir yıl önce yazmıştır. Ziyaretin dönüşünde, 1830 yılında
Weimar'da eseri öncelikle Goethe'ye çalmış, 1833 yılında ise, eseri ithaf ettiği
Ignatz Moscheles'den düzeltmeler yapmasını rica etmiştir. Eser, kendi içerisinde
üç bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm bir doğaçlama havasında açılır. Bunu scherzo
niteliği taşıyan ikinci bölüm takip eder. Presto tempo'da çalınan son bölüm ile
eser tamamlanır.
JOHANNES BRAHMS (1833-1897)
Romantik dönem müziğinin en büyük
bestecilerinden biri olan Brahms, müzikte yakaladığı mükemmeliyet ve form açısından
yakaladığı sağlamlığı ile Beethoven'ın ardılı olarak anılmaktadır. Yazdığı dört
senfoni, uvertürler, konçertolar, çok sayıda oda müziği eseri, solo piyano için
çeşitli eserler ve lied'lerinin her biri bu türlerin bestecinin yaşadığı dönem
içerisinde verilen en değerli örnekleri olmuştur.
Piyano Parçaları op.118
Brahms'ın
yaratıcılığının son döneminde piyanoya yoğunlaştığını görürüz. Yazdığı bu eserlerden
op.118 Piyano Parçaları, 1892 yılında yazılmıştır. Seri, la minör intermezzo
ile açılır. Tutku dolu ve fırtınalı bir havası olan bu açılış parçasının ardından,
sakin ve melankolik bir ruh halini taşıyan la majör ikinci intermezzo gelir.
Üçüncü parça, sol minör tonda bir ballad'dır. Enerjik ve kararlı bir havada başlayan
müzik, ortasındaki si majr kesitte dinginlik ve huzura kavuşur. Ardından enerjik
ilk kesit tekrarlanır. Dördüncü parça, fa minör tondadır. Sessiz fakat huzursuz
bir havada akıp giden bir intermezzo'dur. Fa majör tondaki beşinci parça, bir
romans'tır. Huzur dolu ve hiçbir duygusal patlama içermeyen bir sakinlikte başlar
ve biter. Mi bemol minör tondaki son intermezzo, koyu bir atmosferde ve umutsuzluk
duygusuyla açılır. Fakat ardından gelen gelişimde, duygusal bir dışavurum farkedilir.
Ama müzik, yine sessizlik içerisinde içine kapanık bir havada sona erer.
FRANZ
LISZT (1811-1886)
Yaşadığı dönemin belki de en büyük piyano virtuozu olan Franz
Liszt uzun yaşamı boyunca çok sayıda eser yazmış, çok üretken ve çalışkan bir
bestecidir. Yaşadığı dönemin romantik ruhunu, kendine has bir doluluk ve çoşkunluk
ile müziğine yansıtmıştır. Eserlerinin çoğu, ya solo piyano ya da orkestra içindir.
Efsane No.2 "Paolalı
Aziz Francesco Dalgalar Üzerine Yürüyor."
Liszt'in
solo piyano için yazdığı ve konulu müzik türününönemli örneklerinden biri olan
"İki Efsane" başlıklı eserin bu ikinci bölümü, dini bir olayı konu alır. Bu eserde
anlatılan mucize, Paola kentinde doğmuş olan Aziz Francesco'nun su üzerinde yürümesidir.
Mücize şöyle gerçekleştiği düşünülmektedir; Aziz Francesco'nun, Sicilya'da Messina
halkına ulaşmalı ve Hristiyanlığı yaymak için kayıkla gitmesi gerekmektedir.
Ancak bunu karşılayacak parası olmadığı için kayıkçı onu götürmeyi kabul etmez.
Bunun üzerine aziz, pelerinini suyun üzerine fırlatır ve o pelerinin üzerinden
başlayarak tüm denizi dalgaların üzerinden yürüyerek aşar. Franz Liszt, dalgaların
kükremesini ve Aziz Francesco'nun zafer duygusuyla yürümesini kendine has bir
ustalıkla müziğine yansıtmıştır.
Can Okan, Mayıs 2009
|