İstanbul Resitalleri  
 



 

Program Notları
Resital No:18, Sezon:2, 2008-2009/8
ENRICO PACE
13 Mayıs 2009, MKM Mustafa Kemal Merkezi, İstanbul

ROBERT SCHUMANN (1810-1856)

19.yy. Romantik Dönem piyano müziğinin en önemli temsilcilerinden biri de Alman besteci Robert Schumann'dır. Özellikle solo piyano için müzikleri, senfonileri, konçertolarıyla tanınan Schumann, bir müzik gazetesi çıkartarak müzikolojinin de ilk isimlerinden biri olmuştur. Yaşadığı dönemin romantik ruhunu müzikte en şiirsel ve anlamlı biçimde yansıtan büyük besteci, yaşamı boyunca çektiği ruhsal sıkıntılarını da müziğine yansıtmıştır.

Noveletten op.21 (Kısa Romanlar)
Schumann, özellikle kısa süreli ve karakteristik parça türünde üstün bir başarı yakalamıştır. Her biri farklı karakterler ve farklı hikayeler içeren bu parçalarda Schumann, sahip olduğu üstün hayal gücünü harekete geçirmiştir. Bu konuda verilebilecek en güzel örneklerden biri de solo piyano için yazdığı sekiz adet "kısa roman"lardır. Besteci, bu parça serisini 1838 yılında yazmıştır. Birinci parça, fa majör tondadır ve kararlı bir ifade ile açılır. Hemen arkasından hazırlıksız gelen ve karşıtlık oluşturan sakinlikte bir tema, Schumann'ın çift yönlü karakterini yansıtır. Bundan sonraki ikinci parça, re majör tondadır ve çok hızlı bir tempodadır. Parçanın ortasında Goethe'nin "Batı-Doğu Divanı" adlı büyük yapıtından esinlenerek cennette dans eden kızları tasvir ettiği bir kesit yer alır. Üçüncü parça yine re majördür ve bir dans havasında başlar fakat ortasında adeta bölümün kilit taşı niteliğinde olan bir intermezzo kesiti ile fırtınalı bir havaya dönüşür. Bu parçada Schumann'ın Shakespeare'in Macbeth tragedyası'nın başında yer alan "Cadılar" sahnesini hayalinde canlandırdığı söylenir. Dördüncü parça, bir Viyana valsi havasındadır. Parçanın ortasında iki sevgilinin sohbeti canlandırılır. Yine re majör tondaki beşinci parça, eşi Clara ile bestecinin bir düğün dansı olarak canlandırılmış, fakat Clara'nın babası -ve Schumann'in piyano hocası Friedrich Wieck-nın engelleme çabaları, parçanın ortasındaki huzursuz karakterli ara müziğinde hissedilir. Altıncı parça la majör tondadır ve espritüel bir havaya sahiptir. Yedinci parça ise, mi majçr tonda ve çok canlı bir vals ile başlar, hazırlıksız bir geçişle daha sahin ve lirik bir ikinci tema ise bunun ardından gelir. Son ve en uzun parça ise fa diyez minör tonda başlar. Huzursuz ve asabi bir hava hissettirir. Aniden başlayan bir ara müziği ile geçici olarak sakinleşir. Fakat ardından ilk kesit yeniden duyurulur. Arkasından, başka bir ani geçişle bu sefer av kornolarını andıran tınılar dikkat çeker ve daha olumlu bir hava yaratılır. Paraçanın bitiriş kesitine ulaşılır ve burada renkli bir karnaval havası yaratılır ve eser görkemli bir şekilde sona erer.

FELIX MENDELSSOHN (1809-1847)

Bu yıl 200. doğum yıldönümünü tüm dünyanın kutladığı Alman besteci Felix Mendelssohn, romanti dönemin ilk evresinde yaşamış ve bu bakımdan klasik dönemin de izlerini üzerinde taşıyan bir bestecidir. Buna karşın renk yelpazesi geniş bir müziği olan, yaşadığı dönemin sanattaki yansımaları olan "duygusal dışavurum" ve "kendini ifade etme" isteğini müziğine yansıtmıştır. Aynı zamanda bir orkestra şefi olarak çağdaşı olan bestecilerin pek çok eserinin tanınmasına büyük katkılarda bulunmuş bir müzisyendir. F

Fantazi op.28 Fa diyez minör "İskoç Sonatı"
Mendelssohn, bu eserini 1828 yılında İskoçya'ya yağacağı ziyaretten bir yıl önce yazmıştır. Ziyaretin dönüşünde, 1830 yılında Weimar'da eseri öncelikle Goethe'ye çalmış, 1833 yılında ise, eseri ithaf ettiği Ignatz Moscheles'den düzeltmeler yapmasını rica etmiştir. Eser, kendi içerisinde üç bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm bir doğaçlama havasında açılır. Bunu scherzo niteliği taşıyan ikinci bölüm takip eder. Presto tempo'da çalınan son bölüm ile eser tamamlanır.

JOHANNES BRAHMS (1833-1897)

Romantik dönem müziğinin en büyük bestecilerinden biri olan Brahms, müzikte yakaladığı mükemmeliyet ve form açısından yakaladığı sağlamlığı ile Beethoven'ın ardılı olarak anılmaktadır. Yazdığı dört senfoni, uvertürler, konçertolar, çok sayıda oda müziği eseri, solo piyano için çeşitli eserler ve lied'lerinin her biri bu türlerin bestecinin yaşadığı dönem içerisinde verilen en değerli örnekleri olmuştur.

Piyano Parçaları op.118
Brahms'ın yaratıcılığının son döneminde piyanoya yoğunlaştığını görürüz. Yazdığı bu eserlerden op.118 Piyano Parçaları, 1892 yılında yazılmıştır. Seri, la minör intermezzo ile açılır. Tutku dolu ve fırtınalı bir havası olan bu açılış parçasının ardından, sakin ve melankolik bir ruh halini taşıyan la majör ikinci intermezzo gelir. Üçüncü parça, sol minör tonda bir ballad'dır. Enerjik ve kararlı bir havada başlayan müzik, ortasındaki si majr kesitte dinginlik ve huzura kavuşur. Ardından enerjik ilk kesit tekrarlanır. Dördüncü parça, fa minör tondadır. Sessiz fakat huzursuz bir havada akıp giden bir intermezzo'dur. Fa majör tondaki beşinci parça, bir romans'tır. Huzur dolu ve hiçbir duygusal patlama içermeyen bir sakinlikte başlar ve biter. Mi bemol minör tondaki son intermezzo, koyu bir atmosferde ve umutsuzluk duygusuyla açılır. Fakat ardından gelen gelişimde, duygusal bir dışavurum farkedilir. Ama müzik, yine sessizlik içerisinde içine kapanık bir havada sona erer.

FRANZ LISZT (1811-1886)

Yaşadığı dönemin belki de en büyük piyano virtuozu olan Franz Liszt uzun yaşamı boyunca çok sayıda eser yazmış, çok üretken ve çalışkan bir bestecidir. Yaşadığı dönemin romantik ruhunu, kendine has bir doluluk ve çoşkunluk ile müziğine yansıtmıştır. Eserlerinin çoğu, ya solo piyano ya da orkestra içindir.

Efsane No.2 "Paolalı Aziz Francesco Dalgalar Üzerine Yürüyor."
Liszt'in solo piyano için yazdığı ve konulu müzik türününönemli örneklerinden biri olan "İki Efsane" başlıklı eserin bu ikinci bölümü, dini bir olayı konu alır. Bu eserde anlatılan mucize, Paola kentinde doğmuş olan Aziz Francesco'nun su üzerinde yürümesidir. Mücize şöyle gerçekleştiği düşünülmektedir; Aziz Francesco'nun, Sicilya'da Messina halkına ulaşmalı ve Hristiyanlığı yaymak için kayıkla gitmesi gerekmektedir. Ancak bunu karşılayacak parası olmadığı için kayıkçı onu götürmeyi kabul etmez. Bunun üzerine aziz, pelerinini suyun üzerine fırlatır ve o pelerinin üzerinden başlayarak tüm denizi dalgaların üzerinden yürüyerek aşar. Franz Liszt, dalgaların kükremesini ve Aziz Francesco'nun zafer duygusuyla yürümesini kendine has bir ustalıkla müziğine yansıtmıştır.

Can Okan, Mayıs 2009




.
 
 
 
İ S T A N B U L Istanbul Recitals    RESİTALLERİ
 
MK