FRANZ
JOSEPH HAYDN (1732-1809)
18. yüzyıl
Klasik dönem müziğinin önde gelen temsilcisi hiç kuşkusuz
Franz Joseph Haydn'dır. Müzik formları ve biçimlerine
getirdiği yenilikler, senfoni, sonat gibi önemli müzik
türlerinin şeklini veren besteci, kendinden sonraki
birçok besteciye bu bakımdan yön vermiştir. Anılmaya
değer üretkenliği, onun çok sayıda eser tamamlamasına
olanak sağlamıştır. Yazdığı 104 senfoni ile "Senfonin
Babası" sıfatını
kazanmıştır. Ayrıca birçok opera, oratoryo, yaylı
çalgı dörtlüleri, piyano sonatları ve çeşitli oda
müziği eserleri yazmıştır.
Piyano Sonatı Hob.XVI No: 50
Do majör
1794 yılında ünlü besteci Clementi'nin bir
piyano öğrencisi olan Therese Jansen için Haydn,
üç adet sonat bestelemiştir. Bu sonatlar Londra'da
yazıldığı için, hem "Jansen Sonatları" hem
de "İngiliz Sonatları" adıyla anılır. Bu
sonatların ilki olan 60 numaralı Do majör Sonat,
üç bölümden oluşur: "Allegro", "Adagio" ve "Allegro
molto". Haydn'ın sonatlarındaki genel uzunluğa
göre, bu sonat geniş solukludur. Piyano yazısındaki
teknik seviye, o zamanlar için ileriye yönelik sayılabilecek
zorluklar taşır.
SERGEI
RACHMANINOFF (1873-1943)
Romantik dönem müziğinde piyano, birçok bestecinin gözde enstrümanı ve ilham
kaynağıdır. Bunun nedeni, piyanonun tını ve renk dünyasının zenginliğinin yanı
sıra teknik bakımdan da geniş olanaklara sahip oluşudur. Geç-Romantik dönem müziğinde
piyanoyu doruğa çıkaran ve aynı zamanda zamanının en ünlü piyanistlerinden biri
olan Rus besteci Sergei Rachmaninov, Chopin ve Liszt’ten iki nesil sonra, romantik
piyano eserleri konusundaki en büyük bestecilerden biridir. Rachmaninoff’un bu
iki kompozitörden tek farkı, Rus ekolünden geliyor olmasıdır. Moskova Konservatuarı’nda
halen öğrenciyken, çok başarılı bir besteci ve solistti; mezuniyetinin ardından
da ilk senfonisini besteledi. İlk senfonisinin yankıları henüz devam ederken,
birkaç yıl sonra, kendi repertuarının en saygıdeğer yapıtlarından biri olan İkinci
Piyano Konçertosu’nu besteledi. Ailesiyle birlikte 1917 yılındaki Sovyet Devrimi’nden
kaçarak Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşen besteci, burada yeni eserler
yazmaya ve konserler vermeye devam etti. Yeni yeni gelişen kayıt endüstrisinden
de faydalanarak, hem kendisinin, hem de diğer müzisyenlerin eserlerini de ABD’de
yaşadığı dönemde kaydetti. Hayret verici derecede yetenekli bir piyanist ve özgün
bir besteciydi; sadece piyano eserleri değil, orkestra eserleri, oda orkestraları
için parçalar, şarkılar, koro eserleri ve operalar besteledi. Piyano için 4 konçerto,
3 senfoni, solo piyano için 2 sonat, prelüdler, Etüd-Tablo'lar, her biri ayrı
değer taşıyan önemli eserlerdir. Rachmaninoff, dolaylı anlatımı ve duygusal dehasıyla,
dışavurumcu özgürlüğü ve çarpıcı derecede tutkulu melodileriyle, geç Rus Romantizm
ekolünün son temsilcisi olarak ardında paha biçilmez bir miras bırakmıştır.
'Correli' tema'sı üzerine
Çeşitlemeler Op. 42
Barok müzik bestecisi ve keman virtüözü İtalyan
Arcangelo Corelli'nin (1653 – 1713) keman, viyola ve
klavsen için yazdığı, Op. 5, No. 12 eseri (Barok dönemde
sıklıkla kullanılan Folie teması üzerine varyasyonlardan
oluşan), üzerine Rachmaninoff 1931'de solo piyano için
20 farklı varyasyon bestelemiştir. Eser, açılışı yapan "Theme.
Andante" ve 13. çeşitlemeden sonra gelen "intermezzo" ve
20. parçanın sonunda kapanışı yapan "Coda. Andante" ile
birlikte 23 bölümden oluşur. Eser, Rachmaninov'un orjinal
olarak solo piyano için yazdığı son çalışmasıdır. Aynı
yıl besteci Sovyet Rusya yönetimini "mezar kazıcılar" olarak
itham ederek kınamış ve bunun üzerine müzikleri Stalin
tarafından yasaklanmıştır. Stalin, bu durumun Rachmaninoff'a
duyulan ilginin artmasına yol açtığını fark ederek
üç yıl sonra bu tutumunu yumuşatmıştır. Eser, bestecinin
daha az romantik ve daha özgür bir stilini yansıtmaktadır.
Eser, Avusturya'lı besteci ve keman virtüözü Fritz
Kreisler'e (1875–1962) ithaf edilmiştir.
ALEXANDER SCRIABIN (1872-1915)
Müzikte Geç-Romantik dönemin Rusya'daki önemli temsilcilerinden biri olan Scriabin,
gerek müziğinde getirdiği yenilikleri, gerek kişiliği ve hayat felsefesi ile
müzik tarihine geçmiş sıra dışı bir bestecidir. Aynı zamanda döneminin çok iyi
bir piyanisti olan ve çoğunlukla yalnızca orkestra ile solo piyano için eserler
yazmış olan Scriabin, aynı zamanda bir düşünür olarak gösterilir. Filozof ve
düşünür olmasıyla da tanınan besteci, yaşamının son döneminde yarattığı değişim
ve atonal müziğe geçiş yaparak, yaşadığı dönemde başlayan Modern müzik akımına
yön veren bir devrimci olma özelliğini de taşımıştır. Nietzsche'nin felsefede
bıraktığı noktadan devam eden ve kendine has mistisizmini müziğine büyük bir
ustalıkla yansıtan Scriabin, 43 yıllık ömrüne her biri ayrı bir değer taşıyan
74 adet eser sığdırmıştır.
Sonata in Fa Diyez Majör
No. 4, Op. 30
Piyano için yazılmış, erken 20.yy eseridir.
1903 yılında bestelenmiş ve ilk kez 1904 yılında yayınlanmıştır.
ilk bölüm Andante ve ikinci bölüm Prestissimo volando
olmak üzere iki bölümden oluşan eser, Scriabin'in en
kısa sonatıdır. İlk bölümde sakin ve etkileyici bir
tema hakimken, hemen ardından kutlama havasında ve
hızlı bir tempodaki ikinci bölüm başlar.
FRANZ SCHUBERT (1797 -
1828)
19.
yüzyıl Romantik dönem müziğinin ilk önemli bestecisi
Franz Schubert olarak gösterilmektedir. Oldukça kısa
süren ömründe (31 yıl) çok sayıda eser tamamlamış olan
Schubert, müziğindeki lirik, şiirsel romantizm ile
müzik tarihinde vazgeçilmez bir konuma sahip olmuştur.
Özellikle bulduğu melodilerin akıllarda kalan güzelliği,
onun müziğini ölümsüzlüğe kavuşturmuştur. 600’den fazla
lied (şarkı), 9 senfoni, piyano için sonatlar ve yaylı
çalgı dörtlülerinin her biri ayrı bir önem ve güzelliğe
sahiptir.
İmpromptu Sol Bemol Majör
Op. 90 No. 3
Toplam sekiz adet impromptu bestelemiş
olan Schubert’in ilk dört impromptu’su bir set, diğer
dördü ikinci bir seti oluşturur. İlk setin üç numaralı
impromptu, Sol bemol Majör tondadır. Huzurlu ve sakin
bir hava hâkimdir. Solo piyano için yazılmış, romantik
dönem eseridir. İlk set, 1827 yılında bestelenmiş,
ilk iki parçası aynı yıl, bu parça ve sonuncusu ise
1857 yılında ilk kez yayınlanmıştır. Eser daha sonra
Op.90 katalog numarası ile kayda alınmıştır. İmpromptu
kelimesi, "doğaçtan gelen" anlamı
taşımaktadır. Piyano başında yapılan doğaçlama bir
müzik, o anki ruh halinde yola çıkarak yaratılan temalar,
impromptu türünü açıklayabilecek özelliklerdir. Özellikle
19. yüzyıl Romantik dönem müziğinde bestecilerin sık
kullandığı bir müzik biçimi olan impromptunun ilk önemli
ve başarılı örneklerini Franz Schubert vermiştir.
SERGEI PROKOFIEV (1891-1953)
20. yüzyıl Rus müziğinin
Shostakovich ile beraber en önemli bestecisi kuşkusuz
Prokofiev'dir. Anılmaya değer üretkenliği, Stalin yönetimindeki
Komünist Rusya'nın zor şartları altında yılmak bilmeden
yazdığı eserleri, teknik kapasitesi ve yüksek piyanistliği
ile müzik tarihinde vazgeçilmez bir öneme sahip olmuştur.
Piyanist bir annenin ve zengin bir ziraat mühendisinin
oğlu olarak o zamanlar Rusya (Bugünkü Ukrayna) topraklarında
doğan bestecinin yeteneği 5 yaşında keşfedildi. ilk derslerini
annesinden alan ve annesi ile St. Petersburg ziyaretlerinde
büyük bestecilerin eserlerini dinleme fırsatı bulan sanatçı
aynı zamanda zamanının satranç ustalarıyla boy ölçüşecek
derecede bir zekaya da sahipti. Müzik ve satranç Prokofiev'in
hayatındaki iki büyük tutku oldu Babasının ölümünün ardından
yaşadığı ekonomik zorluklar ve daha sonra Rusya 'daki
devrimin (1918) yarattığı huzursuz ortamdan uzaklaşmak
isteyen sanatçı önce Amerika'ya, aradığı ortamı bulamayınca
oradan da Paris'e gitti. Paris, Prokofiev'in müziği için
uygun bir ortamdı. Birçok çalışmasını burada tamamlama
ve yazma fırsatı buldu. 1930'lu yıllarında başında duyduğu
vatan özlemi nedeniyle eserlerinin prömiyerlerini daha
sık olarak kendi ülkesinde yapmaya başladı. 1934'te kalıcı
olarak Sovyetler Birliği'ne geri döndü. 1941'de Tolstoy'un
Savaş ve Barış romanını operaya uyarlamak üzere çalışmaya
başladı. Bu dönemde çok sık görüştüğü sanat çevresinden
yazar Mira Mendelson (1915–1968) ile yakın dostlukları
birlikteliğe dönüştü, eşi, Lina Prokofieva'dan ayrıldı.
1941 yılında geçirdiği ilk kalp krizi ile bozulmaya başlayan
sağlığı, savaş ve savaş sonrası yıllarda daha da kötüye
gitti ve besteci, 62 yaşında yaşama veda etti. Shakespeare’in
romantik trajedyası "Romeo ve Juliet"'i, senfonik
eser olarak besteleyen Tchaikovski'den sonra etkileyici
bir şekilde baleye uyarlayan Prokofiev, birçok koreografa
ilham kaynağı olmuştur. Prokofiev’e ait olan versiyon
muhtemelen en iyi bilinen Romeo ve Juliet eseridir.
Si
bemol majör piyano sonatı No 7 Op 83
Si
bemol majör piyano sonatı No 7 Op 83 1939-1942 yılları
arasında yazılmış 20.yy. erken dönem eseridir. Sonat,
ilk kez 18 ocak 1943'te Sviatoslav Richter tarafından
Moskova'da seslendirilmiştir. 20 Haziran 1939'da Prokofeiv'in
yakın arkadaşı ve profesyonel ortağı olan direktör Vsevolod
Meyerhold Prokofiev'in yeni operası Semyon Kotko'nun
provalarına başlamak üzereyken Stalin'in gizli polislerince
tutuklandı ve 2 Şubat 1940'da vuruldu. Birkaç ay sonra
Prokofiev, Stalin'in 60. doğumgününü için (Şerefe! veya
Stalin'i selamlamak anlamına gelen) Zdravitsa'yı bestelemek
üzere davet aldı. Bunun üzerine Prokofiev, bugün Savaş
Sonatları olarak bilinen 6-7 ve 8 numaralı piyano sonatlarını
bestelemeye başladı. Prokofiev, nirvana Stalin'in herkesin
de inanmasını istediği gibi kendisinin özel olarak yaratıldığı
duygusunu yansıtacak neşeli bir uhla yazmak için kendisini
zorladıysa da bu üç sonat Porokofiev'in gerçek duygularını
yansıttı. Bu sonatın orta bölümü Prokofiev'in Sovyet
rejimine karşı öfkesini ve düş kırıklığını ifade eden
bir yorum taşıyan, Robert Schumann'ın Wehmut'unu esas
alan, bir tema ile açılır. Üzüntü ve acı dolu hisleri
taşıyan bu imalı bölümün kimsenin dikkatini çekmemesi
ve 7 numaralı piyano sonatının Stalin Ödüllerinde ikincilik
alması da kendi içinde ayrı bir ironi taşır. (Birincilik
ödülü ise 8 numaralı sonata verilmiştir.)
İstanbul Resitalleri, Ocak 2012
|