Program Notları
Resital No:42, Sezon:5, 2011-2012/4
LUKAS VONDRACEK
19 Ocak 2012, Sakıp Sabancı Müzesi 'the Seed', İstanbul

FRANZ JOSEPH HAYDN (1732-1809)

18. yüzyıl Klasik dönem müziğinin önde gelen temsilcisi hiç kuşkusuz Franz Joseph Haydn'dır. Müzik formları ve biçimlerine getirdiği yenilikler, senfoni, sonat gibi önemli müzik türlerinin şeklini veren besteci, kendinden sonraki birçok besteciye bu bakımdan yön vermiştir. Anılmaya değer üretkenliği, onun çok sayıda eser tamamlamasına olanak sağlamıştır. Yazdığı 104 senfoni ile "Senfonin Babası" sıfatını kazanmıştır. Ayrıca birçok opera, oratoryo, yaylı çalgı dörtlüleri, piyano sonatları ve çeşitli oda müziği eserleri yazmıştır.

Piyano Sonatı Hob.XVI No: 50 Do majör
1794 yılında ünlü besteci Clementi'nin bir piyano öğrencisi olan Therese Jansen için Haydn, üç adet sonat bestelemiştir. Bu sonatlar Londra'da yazıldığı için, hem "Jansen Sonatları" hem de "İngiliz Sonatları" adıyla anılır. Bu sonatların ilki olan 60 numaralı Do majör Sonat, üç bölümden oluşur: "Allegro", "Adagio" ve "Allegro molto". Haydn'ın sonatlarındaki genel uzunluğa göre, bu sonat geniş solukludur. Piyano yazısındaki teknik seviye, o zamanlar için ileriye yönelik sayılabilecek zorluklar taşır.


SERGEI RACHMANINOFF (1873-1943)


Romantik dönem müziğinde piyano, birçok bestecinin gözde enstrümanı ve ilham kaynağıdır. Bunun nedeni, piyanonun tını ve renk dünyasının zenginliğinin yanı sıra teknik bakımdan da geniş olanaklara sahip oluşudur. Geç-Romantik dönem müziğinde piyanoyu doruğa çıkaran ve aynı zamanda zamanının en ünlü piyanistlerinden biri olan Rus besteci Sergei Rachmaninov, Chopin ve Liszt’ten iki nesil sonra, romantik piyano eserleri konusundaki en büyük bestecilerden biridir. Rachmaninoff’un bu iki kompozitörden tek farkı, Rus ekolünden geliyor olmasıdır. Moskova Konservatuarı’nda halen öğrenciyken, çok başarılı bir besteci ve solistti; mezuniyetinin ardından da ilk senfonisini besteledi. İlk senfonisinin yankıları henüz devam ederken, birkaç yıl sonra, kendi repertuarının en saygıdeğer yapıtlarından biri olan İkinci Piyano Konçertosu’nu besteledi. Ailesiyle birlikte 1917 yılındaki Sovyet Devrimi’nden kaçarak Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşen besteci, burada yeni eserler yazmaya ve konserler vermeye devam etti. Yeni yeni gelişen kayıt endüstrisinden de faydalanarak, hem kendisinin, hem de diğer müzisyenlerin eserlerini de ABD’de yaşadığı dönemde kaydetti. Hayret verici derecede yetenekli bir piyanist ve özgün bir besteciydi; sadece piyano eserleri değil, orkestra eserleri, oda orkestraları için parçalar, şarkılar, koro eserleri ve operalar besteledi. Piyano için 4 konçerto, 3 senfoni, solo piyano için 2 sonat, prelüdler, Etüd-Tablo'lar, her biri ayrı değer taşıyan önemli eserlerdir. Rachmaninoff, dolaylı anlatımı ve duygusal dehasıyla, dışavurumcu özgürlüğü ve çarpıcı derecede tutkulu melodileriyle, geç Rus Romantizm ekolünün son temsilcisi olarak ardında paha biçilmez bir miras bırakmıştır.

'Correli' tema'sı üzerine Çeşitlemeler Op. 42
Barok müzik bestecisi ve keman virtüözü İtalyan Arcangelo Corelli'nin (1653 – 1713) keman, viyola ve klavsen için yazdığı, Op. 5, No. 12 eseri (Barok dönemde sıklıkla kullanılan Folie teması üzerine varyasyonlardan oluşan), üzerine Rachmaninoff 1931'de solo piyano için 20 farklı varyasyon bestelemiştir. Eser, açılışı yapan "Theme. Andante" ve 13. çeşitlemeden sonra gelen "intermezzo" ve 20. parçanın sonunda kapanışı yapan "Coda. Andante" ile birlikte 23 bölümden oluşur. Eser, Rachmaninov'un orjinal olarak solo piyano için yazdığı son çalışmasıdır. Aynı yıl besteci Sovyet Rusya yönetimini "mezar kazıcılar" olarak itham ederek kınamış ve bunun üzerine müzikleri Stalin tarafından yasaklanmıştır. Stalin, bu durumun Rachmaninoff'a duyulan ilginin artmasına yol açtığını fark ederek üç yıl sonra bu tutumunu yumuşatmıştır. Eser, bestecinin daha az romantik ve daha özgür bir stilini yansıtmaktadır. Eser, Avusturya'lı besteci ve keman virtüözü Fritz Kreisler'e (1875–1962) ithaf edilmiştir.

ALEXANDER SCRIABIN (1872-1915)

Müzikte Geç-Romantik dönemin Rusya'daki önemli temsilcilerinden biri olan Scriabin, gerek müziğinde getirdiği yenilikleri, gerek kişiliği ve hayat felsefesi ile müzik tarihine geçmiş sıra dışı bir bestecidir. Aynı zamanda döneminin çok iyi bir piyanisti olan ve çoğunlukla yalnızca orkestra ile solo piyano için eserler yazmış olan Scriabin, aynı zamanda bir düşünür olarak gösterilir. Filozof ve düşünür olmasıyla da tanınan besteci, yaşamının son döneminde yarattığı değişim ve atonal müziğe geçiş yaparak, yaşadığı dönemde başlayan Modern müzik akımına yön veren bir devrimci olma özelliğini de taşımıştır. Nietzsche'nin felsefede bıraktığı noktadan devam eden ve kendine has mistisizmini müziğine büyük bir ustalıkla yansıtan Scriabin, 43 yıllık ömrüne her biri ayrı bir değer taşıyan 74 adet eser sığdırmıştır.

Sonata in Fa Diyez Majör No. 4, Op. 30
Piyano için yazılmış, erken 20.yy eseridir. 1903 yılında bestelenmiş ve ilk kez 1904 yılında yayınlanmıştır. ilk bölüm Andante ve ikinci bölüm Prestissimo volando olmak üzere iki bölümden oluşan eser, Scriabin'in en kısa sonatıdır. İlk bölümde sakin ve etkileyici bir tema hakimken, hemen ardından kutlama havasında ve hızlı bir tempodaki ikinci bölüm başlar.

FRANZ SCHUBERT (1797 - 1828)

19. yüzyıl Romantik dönem müziğinin ilk önemli bestecisi Franz Schubert olarak gösterilmektedir. Oldukça kısa süren ömründe (31 yıl) çok sayıda eser tamamlamış olan Schubert, müziğindeki lirik, şiirsel romantizm ile müzik tarihinde vazgeçilmez bir konuma sahip olmuştur. Özellikle bulduğu melodilerin akıllarda kalan güzelliği, onun müziğini ölümsüzlüğe kavuşturmuştur. 600’den fazla lied (şarkı), 9 senfoni, piyano için sonatlar ve yaylı çalgı dörtlülerinin her biri ayrı bir önem ve güzelliğe sahiptir.

İmpromptu Sol Bemol Majör Op. 90 No. 3
Toplam sekiz adet impromptu bestelemiş olan Schubert’in ilk dört impromptu’su bir set, diğer dördü ikinci bir seti oluşturur. İlk setin üç numaralı impromptu, Sol bemol Majör tondadır. Huzurlu ve sakin bir hava hâkimdir. Solo piyano için yazılmış, romantik dönem eseridir. İlk set, 1827 yılında bestelenmiş, ilk iki parçası aynı yıl, bu parça ve sonuncusu ise 1857 yılında ilk kez yayınlanmıştır. Eser daha sonra Op.90 katalog numarası ile kayda alınmıştır. İmpromptu kelimesi, "doğaçtan gelen" anlamı taşımaktadır. Piyano başında yapılan doğaçlama bir müzik, o anki ruh halinde yola çıkarak yaratılan temalar, impromptu türünü açıklayabilecek özelliklerdir. Özellikle 19. yüzyıl Romantik dönem müziğinde bestecilerin sık kullandığı bir müzik biçimi olan impromptunun ilk önemli ve başarılı örneklerini Franz Schubert vermiştir.

SERGEI PROKOFIEV (1891-1953)

20. yüzyıl Rus müziğinin Shostakovich ile beraber en önemli bestecisi kuşkusuz Prokofiev'dir. Anılmaya değer üretkenliği, Stalin yönetimindeki Komünist Rusya'nın zor şartları altında yılmak bilmeden yazdığı eserleri, teknik kapasitesi ve yüksek piyanistliği ile müzik tarihinde vazgeçilmez bir öneme sahip olmuştur. Piyanist bir annenin ve zengin bir ziraat mühendisinin oğlu olarak o zamanlar Rusya (Bugünkü Ukrayna) topraklarında doğan bestecinin yeteneği 5 yaşında keşfedildi. ilk derslerini annesinden alan ve annesi ile St. Petersburg ziyaretlerinde büyük bestecilerin eserlerini dinleme fırsatı bulan sanatçı aynı zamanda zamanının satranç ustalarıyla boy ölçüşecek derecede bir zekaya da sahipti. Müzik ve satranç Prokofiev'in hayatındaki iki büyük tutku oldu Babasının ölümünün ardından yaşadığı ekonomik zorluklar ve daha sonra Rusya 'daki devrimin (1918) yarattığı huzursuz ortamdan uzaklaşmak isteyen sanatçı önce Amerika'ya, aradığı ortamı bulamayınca oradan da Paris'e gitti. Paris, Prokofiev'in müziği için uygun bir ortamdı. Birçok çalışmasını burada tamamlama ve yazma fırsatı buldu. 1930'lu yıllarında başında duyduğu vatan özlemi nedeniyle eserlerinin prömiyerlerini daha sık olarak kendi ülkesinde yapmaya başladı. 1934'te kalıcı olarak Sovyetler Birliği'ne geri döndü. 1941'de Tolstoy'un Savaş ve Barış romanını operaya uyarlamak üzere çalışmaya başladı. Bu dönemde çok sık görüştüğü sanat çevresinden yazar Mira Mendelson (1915–1968) ile yakın dostlukları birlikteliğe dönüştü, eşi, Lina Prokofieva'dan ayrıldı. 1941 yılında geçirdiği ilk kalp krizi ile bozulmaya başlayan sağlığı, savaş ve savaş sonrası yıllarda daha da kötüye gitti ve besteci, 62 yaşında yaşama veda etti. Shakespeare’in romantik trajedyası "Romeo ve Juliet"'i, senfonik eser olarak besteleyen Tchaikovski'den sonra etkileyici bir şekilde baleye uyarlayan Prokofiev, birçok koreografa ilham kaynağı olmuştur. Prokofiev’e ait olan versiyon muhtemelen en iyi bilinen Romeo ve Juliet eseridir.

Si bemol majör piyano sonatı No 7 Op 83
Si bemol majör piyano sonatı No 7 Op 83 1939-1942 yılları arasında yazılmış 20.yy. erken dönem eseridir. Sonat, ilk kez 18 ocak 1943'te Sviatoslav Richter tarafından Moskova'da seslendirilmiştir. 20 Haziran 1939'da Prokofeiv'in yakın arkadaşı ve profesyonel ortağı olan direktör Vsevolod Meyerhold Prokofiev'in yeni operası Semyon Kotko'nun provalarına başlamak üzereyken Stalin'in gizli polislerince tutuklandı ve 2 Şubat 1940'da vuruldu. Birkaç ay sonra Prokofiev, Stalin'in 60. doğumgününü için (Şerefe! veya Stalin'i selamlamak anlamına gelen) Zdravitsa'yı bestelemek üzere davet aldı. Bunun üzerine Prokofiev, bugün Savaş Sonatları olarak bilinen 6-7 ve 8 numaralı piyano sonatlarını bestelemeye başladı. Prokofiev, nirvana Stalin'in herkesin de inanmasını istediği gibi kendisinin özel olarak yaratıldığı duygusunu yansıtacak neşeli bir uhla yazmak için kendisini zorladıysa da bu üç sonat Porokofiev'in gerçek duygularını yansıttı. Bu sonatın orta bölümü Prokofiev'in Sovyet rejimine karşı öfkesini ve düş kırıklığını ifade eden bir yorum taşıyan, Robert Schumann'ın Wehmut'unu esas alan, bir tema ile açılır. Üzüntü ve acı dolu hisleri taşıyan bu imalı bölümün kimsenin dikkatini çekmemesi ve 7 numaralı piyano sonatının Stalin Ödüllerinde ikincilik alması da kendi içinde ayrı bir ironi taşır. (Birincilik ödülü ise 8 numaralı sonata verilmiştir.)

İstanbul Resitalleri, Ocak 2012


ANA SAYFA

İ S T A N B U L   Istanbul Recitals    RESİTALLERİ
M&K