Program Notları
Resital No:43, Sezon:5, 2011-2012/5
YULIANNA AVDEEVA
16 Şubat 2012, Sakıp Sabancı Müzesi 'the Seed', İstanbul

JOHANN SEBASTIAN BACH (1685-1750)

Müzisyen bir ailede doğan ve tüm dünyada müzik tarihinin temel taşı olarak kabul görmüş olan büyük Alman besteci Johann Sebastian Bach, yaşadığı Barok dönem’in müzikteki doruğunu oluşturmuştur. Barok müziğinin yapısında en belirgin özellik, müzikte “kontrast”lar kullanılması olmuş ve bununla birlikte konçertolar devri başlamıştır. Müziksel ifadeyi güçlendirmek için kullanılan ses düzeyinin alçalıp yükselmesi Barok dönemde keşfedilen ve gelişen işaretlerle başlar. Orta Çağ ve Rönesans’ta ses şiddeti, hep aynı seviyede kullanılmakta iken Barok dönemde piyano (düşük ses) ve forte (gür ses) terimleri ile eserlerde ses şiddetinin önemi ve katkısı görülmeye başlar. Barok dönemin bir diğer yeniliği, bu döneme kadar olan müzikal yapıda bulunmayan ve eserin başka bir bölüme geçeceğini veya bittişini belirten bir olgunun kullanılmasıdır. Eserlerde kapanışlar ve geçişler daha güçlü yer alır. 1600’lü yıllarda başlayan Barok dönem Bach’ın ölümüyle sona ermiştir. Kendi döneminde yaşamış ve kendinden sonra yaşayacak bütün büyük besteciler Bach’tan etkilenmiş ve yazdığı bin küsür eseri ile onlara ilham kaynağı olmuştur. J.S.Bach’ın eserleri BWV numaralarıyla indekslenmektedir; kısaltma Bach Werke Verzeichnis (Bach Eserleri Kataloğu) kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Katalog, Wolfgang Schmieder tarafından derlenerek 1950 yılında basılmış; kronolojikten ziyade tematik olarak düzenlenmiştir. Örneğin BWV 525’ten BWV 748’e kadar olan eserleri org için yazılmıştır.

Fransız Uvertürü, BWV 831
Orjinal adı “Ouvertüre nach Französischer Art” olan eser aynı zamanda Fransız Üvertürü olarak da bilinir. 1735 yılında sanatçının 50 yaşında iken klavsen için yazdığı barok dönem eseri yine 1735’te ilk kez yayınlanmıştır. Aslında iki yıl önce 1733 yılında yine aynı adla yazdığı do minör tondaki eserin ikinci versiyonudur. Si minör tonda yazılmış olan süit 11 bölümden oluşur. Opera eserlerinin başında enstrümantal bir giriş olarak kullanılan uvertür terimi, bu eserde suitin bir uvertür bölümü ile başlayacağına dikkat çeker. Fransız uvertürü müzikal bir form olarak özellikle Barok dönemde oldukça sık kullanılmıştır.

CHOPIN, FRYDERYK (1810-1849)

Romantik müziğin büyük ustası Chopin, Fransız göçmeni bir baba ve Polonyalı bir annenin dört çocuğundan ikincisi ve ailenin tek oğlu olarak 1810 yılında Varşova yakınlarında dünyaya geldi. Müziğe çok küçük yaşlarda derin bir sevgiyle bağlanan besteci dokuz yaşında verdiği başarılı konserin ardından öğrenim için Varşovaʼya gönderildi ve üstün yeteneği onun “Harika Çocuk” olarak tanınmasını sağladı. Henüz 16 yaşındayken Varşova Konservatuarıʼna yazıldı. Dönemin önemli eğitmenlerinden Joseph Elsnerʼden dersler almaya başladı. Bu sırada aşık olduğu Constantia Gladkowska için yaptığı ilk besteleri Chopinʼin sanatçı dehasının Elsner tarafından keşfedilmesini ve Elsnerʼin tavsiye mektubu ile kısa bir süre sonra birinci piyano konçertosunu çalacağı Viyanaʼya gitmesini sağladı. Ancak, klasik akımın merkezi olan Viyanaʼda 19 yaşındaki Chopinʼin kullandığı serbest formlar pek ilgi çekmedi. Bunun üzerine 1829 – 1830 yılları arasında farklı şehirleri kapsayan bir konser turnesine çıktı. 1831 yılında sadece Lizst, Berliöz gibi müzisyenleri değil aynı zamanda Hugo, Balzac gibi yazarları, Delacroix gibi ressamları buluşturan, Romantik Dönemʼin sanat başkenti ve hayatının sonuna kadar yaşayacağı şehir, Parisʼe yerleşmeye karar verdi. Aristokrat bir çevre, şık salonlarda verdiği özel resitaller, aristokrat ailelerin genç kızlarına verdiği piyano dersleri Parisʼteki yaşamını şekillendirdi. Besteciliği gelişti, yükseldi ve adı tüm Avrupaʼya yayıldı. 1848ʼde Parisʼte son konserini verdi; ertesi yıl 1849ʼda tüberkülaza yenik düştü. Cenazesi, Parisʼte yaklaşık 3000 kişinin katıldığı büyük bir törenle kendi arzusuna uygun olarak Mozartʼın Requiemʼi eşliğinde kaldırılarak ebedi yolculuğuna uğurlandı. 19. yy. Romantik Dönem müziğinde bestecilerin duygularını en rahat ifade edebilmeleri nedeniyle ön plana çıkan en önemli enstrüman piyano olmuştur. Bu besteciler arasında piyanonun şarkı söyleyebilen bir şair olabilme özelliğini keşfetmiş öne çıkarmış ve bunu kendi müziğiyle başarıyla özdeşleştirmiş olan hiç kuşkusuz döneminin ve müzik dünyasının en önemli isimlerinden “Piyanonun Şairi” Chopin olmuştur.

Barkarol Fa diyez majör, Op.60
Denizci şarkısı olarak bilinen barkarolʼün kökeni Venedikli gondolculara uzanır. Aşk düetlerini anlatır. 19. yyʼda Mendelssohn, Chopin, Tchaikovsky ve Rachmaninoff gibi besteciler tarafından kullanılmıştır. Fa diyez majör, Op.60, barkarol formunda yazılan en popüler ve en sevilen iki eserden biridir. Chopinʼden sonra pek çok bestecinin barkarol denemesi olmuşsa da hiçbiri Chopin kadar başarılı olamamıştır. 1845 sonbaharı ve 1846 yazı arasında bestelenen, sanatçının 36 yaşında tamamladığı bu solo piyano eseri 1846ʼda yayınlanmış ve Barones Stockhausenʼe ithaf edilmiştir.

Scherzo No. 2 Si bemol minör, Op. 31
Bestecinin 27 yaşındayken 1837 yılında piyano için yazdığı eser yine aynı yıl yayınlanmıştır. Tek bölümden oluşan bu romantik dönem eseri, Kontes Adele Fürstensein’a ithaf edilmiştir. Scherzo, İtalyanca “şaka” anlamına gelmektedir, yani müzikal anlamda bir parça scherzo olduğunda, hafif, hızlı, şakacı, oyuncu bir eser olduğu anlaşılabilir. Chopin’in toplam 4 Scherzo’su vardır.

MAURICE RAVEL (1875-1937)

İzlenimcilik (Empresyonizm), 20. yüzyılın başında Fransa’da ortaya çıkan önemli bir sanat akımıdır. Bu akımın müzikteki en önemli temsilcilerinden biri ise İspanyol kökenli bir Fransız besteci olan Maurice Ravel’dir. Müziğinin en önemli özellikleri arasında ustalıklı orkestra kullanımı, tını ve müzikal renklerdeki yoğunluk ve zenginlik ön plana çıkmaktadır. Genel olarak Fransız müziğinin en önemli bestecilerinden biri olan Ravel, özellikle solo piyano ve orkestra için yazdığı eserler ile müzik tarihinde vazgeçilmez bir konum kazanmıştır. Annesi Bask, babası ise İsviçreli bir sanayici olan besteci, müzik yeteneğini ve detaylara düşkünlüğünü babasından aldı. Detaycılığı nedeniyle besteci Stravinsky onu müziğin İsviçre saati yapımcısı diye nitelemiştir. Bestelerinde, bir saatin parçaları gibi küçük müzik blokları yaratıp, onları birleştirerek daha karmaşık yapılar oluşturmaktaydı. 7 yaşında piyano dersleri almaya ve 5-6 yıl sonra beste yapmaya başladı. Paris Konservatuvarı’nda piyano eğitimi aldı. Konservatuvarda 14 yıl boyunca dönemin en ünlü müzik eğitimcilerinden Gabriel Fauré ile çalıştı. Ravel ve Debussy karşılıklı olarak birbirlerinden etkilenmişlerdir. Bu nedenle müzik tarihinde adları genellikle birlikte anılır. İkisi de empresyonist ressam Claude Monet’nin resimlerinden ilham almaktaydı. Ravel’in İspanyol müziği tadındaki en tanınmış eserleri (1908) İspanyol Rapsodisi ve (1928) Bolerodur. I. Dünya Savaşı’nda yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle orduya alınmadı. Ancak ambulans şoförlüğü yaptı. Savaştan sonra orkestra şefi olarak seyahat etti. Özellikle ABD’de ilgi gördü. Burada tanıştığı Amerikan caz müziğinin etkileri daha sonraki eserlerinde hissedilir. Ravel, 1927’de bazı nörolojik problemler yaşamaya başladı. Birkaç yıl sonra kas problemleri ve bunama belirtileri oluştu ve 1932’de geçirdiği trafik kazası ile durumu ağırlaştı. 1937’deki başarısız beyin ameliyatı sonucu hayatını kaybetti.

Pavane pour une infante défunte
Başlığı “Ölü prenses için pavan” anlamına gelen eser, bestecinin 1899 yılında 24 yaşındayken Paris Konservatuvarında Gabriel Fauré’dan beste dersleri aldığı dönemde solo piyano için yazılmış ve aynı yıl yayınlanmıştır. (Faure’nin de 1887’de yazılmış bir pavan’ı vardır.) Pavan 16.yy’da yaygınlaşmış, toplu olarak yapılan ve yavaş bir ritme sahip bir çeşit İspanyol saray dansıdır. Ravel eserini “geçmiş zamanlarda, küçük bir prensesin, İspanyol sarayında yapmak zorunda olduğu pavanı hatırlatıyor” şeklinde tarif etmiştir. İlk kez 5 Nisan 1902’te İspanyol piyanist Ricardo Viñes tarafından Paris’te seslendirilişinin ardından bir anda büyük bir ilgi ile karşılanmıştır. Sol majör tonda ve tek bölümden oluşan eser, M.19 katalog numarası ile kayda alınmıştır. Ravel daha sonra 1910 yılında ayrıca bir de orkestral versiyonunu yazmıştır. Eser, Ravel’i de destekleyen ve bir sanat hamisi olan Prenses Edmond de Polignac’a (ilk adı Winnaretta Singer) ithaf edilmiştir. Prenses, Singer dikiş makinalarının kurucusu Isaac Singer’ın 24 çocuğundan 20.sidir. Amerika’da doğmuştur fakat babasının ölümünün ardından Fransız annesi Winnaretta’yı da alarak Paris’e yerleşir. Winnaretta, kendisinden 30 yaş büyük olan Prens Edmond de Polignac (Fransız besteci) ile evlenir. Bu evlilik bir çeşit “Lavanta Evliliği” olarak adlandırılmıştır. Çift için bu evlilik, sanat ve müzik gibi ortak tutkularını ve karşılıklı olarak değerlerine saygıyı esas alan bir tür dostluk ilişkisidir. (Polignac, kökenini Polignac Şatosu’ndan alan asilzade bir Fransız ailenin soyadıdır.)

Sonatine
1903-1905 yılları arasında solo piyano için yazılmış ve ilk kez 1905 yılında sanatçı 30 yaşındayken Durand Yayınevi tarafından yayınlanmış olan eser 3 bölümden oluşur. Ravel’in bu bestesine dönemin güzel sanatlar ve edebiyat dergisi olan Weekly Critical Review’ın düzenlediği fakat finansal nedenlerden iptal edilen 100 Frank ödüllü yarışma vesile olmuştur. Besteci, o sırada ilk bölümünü yazdığı eserin ikinci ve üçüncü bölümlerini daha sonra tamamlamıştır. 10 Mart 1906 yılında Lyon’da Madame Paule de Lestang tarafından prömiyeri yapılan eser, Ravel’in yakın arkadaşları olan ve ikinci ailesi olarak gördüğü, zaman zaman evlerinde kaldığı, Paris’te yaşayan Polonyalı Cipa ve karısı Ida Godebski’ye ithaf edilmiştir. İzleyicilerden büyük beğeni alarak popularite kazanan bu eserin ilk iki bölümünü Ravel konser turnelerinde sıklıkla çalmış ancak üçüncü bölümünü yeterince iyi çalabilecek kapasiteye sahip olmadığını düşündüğü için genellikle seslendirmemiştir.

SERGEI PROKOFIEV (1891-1953)

20. yüzyıl Rus müziğinin Shostakovich ile beraber en önemli bestecisi kuşkusuz Prokofiev’dir. Anılmaya değer üretkenliği, Stalin yönetimindeki Komünist Rusya’nın zor şartları altında yılmak bilmeden yazdığı eserleri, teknik kapasitesi ve yüksek piyanistliği ile müzik tarihinde vazgeçilmez bir öneme sahip olmuştur. Piyanist bir annenin ve zengin bir ziraat mühendisinin oğlu olarak o zamanlar Rusya (Bugünkü Ukrayna) topraklarında doğan bestecinin yeteneği 5 yaşında keşfedildi. İlk derslerini annesinden alan ve annesi ile St. Petersburg ziyaretlerinde büyük bestecilerin eserlerini dinleme fırsatı bulan sanatçı aynı zamanda zamanının satranç ustalarıyla boy ölçüşecek derecede bir zekaya da sahipti. Müzik ve satranç Prokofiev’in hayatındaki iki büyük tutku oldu. Babasının ölümünün ardından yaşadığı ekonomik zorluklar ve daha sonra Rusya‘daki devrimin (1918) yarattığı huzursuz ortamdan uzaklaşmak isteyen sanatçı önce Amerika’ya, aradığı ortamı bulamayınca oradan da Paris’e gitti. Paris, Prokofiev’in müziği için uygun bir ortamdı. Birçok çalışmasını burada tamamlama ve yazma fırsatı buldu. 1930’lu yıllarında başında duyduğu vatan özlemi nedeniyle eserlerinin prömiyerlerini daha sık olarak kendi ülkesinde yapmaya başladı. 1934’te kalıcı olarak Sovyetler Birliği’ne geri döndü. 1941’de Tolstoy’un Savaş ve Barış romanını operaya uyarlamak üzere çalışmaya başladı. Bu dönemde çok sık görüştüğü sanat çevresinden yazar Mira Mendelson (1915–1968) ile yakın dostlukları birlikteliğe dönüştü, eşi Lina Prokofieva’dan ayrıldı. 1941 yılında geçirdiği ilk kalp krizi ile bozulmaya başlayan sağlığı, savaş ve savaş sonrası yıllarda daha da kötüye gitti ve besteci, 62 yaşında yaşama veda etti. Shakespeare’in romantik trajedyası “Romeo ve Juliet”’i, senfonik eser olarak besteleyen Tchaikovski’den sonra etkileyici bir şekilde baleye uyarlayan Prokofiev, birçok koreografa ilham kaynağı olmuştur.

Piano Sonatı No.2 Re minör, Op.14
Bestecinin 21 yaşındayken piyano için yazdığı erken 20.yy. eseri ilk kez 5 Şubat 1914’te Moskova’da yine bestecinin kendisi tarafından seslendirilmiştir. Eser, 1913’te intihar eden St. Petersburg Konservatuvarı’ndan arkadaşı Maximilian Schmidthof’a ithaf edilmiştir.

İstanbul Resitalleri, Şubat 2012




ANA SAYFA

İ S T A N B U L   Istanbul Recitals    RESİTALLERİ
M&K