FELIX
MENDELSSOHN (1809-1847)
Almanya’nın Hamburg kentinde dünyaya gelen ve saygın
bir Yahudi aileye mensup olan Felix Mendelssohn,
genç yaşta piyanist ve besteci olarak yeteneğini
kanıtladı. Ünü Almanya’dan İngiltere’ye kadar uzanan
besteci, en beğenilen eserlerini bu ülkede besteledi
ve uzun yıllar orkestra şefliği gerçekleştirdi. Leipzig
Gewandhaus Orkestrası’nı yönetmesi için Almanya’nın
Leipzig kentine davet edilen Mendelssohn, aynı zamanda
Robert Schumann’ın da ders vermesini sağladığı Leipzig
Konservatuarı’nı kurdu.
Mendelssohn, kısa ömrüne 5 senfoni, konçertolar, oratoryolar,
koro için eserler, şarkılar, piyano ve org için solo
eserler ve oda müziği eserleri sığdırdı. En ünlü eserleri
arasında “Elijah” oratoryosu, Keman Konçertosu, “Midsummer
Night’s Dream” (Bir Yaz Gecesi Rüyası) Overtürü, piyano
ve yaylılar dörtlüsü için yazdığı “Song Without Words”
(Sözsüz Şarkı) bulunmaktadır. Bazı 19. yüzyıl eleştirmenleri,
Mendelssohn’u gelenekçi olarak betimlemekte, kendi
çağdaşları olan Liszt, Berlioz ve Wagner’e göre maceracılıktan
kaçındığı için eleştirmekteydi. Ancak, özellikle anti-Semitizm’e
karşı olarak Hristiyanlık metinlerinden faydalandığı
eserleri ve dini metinleri kullanması, en azından bir
asırdır unutulmaya yüz tutmuş olan Johann Sebastian
Bach’a olan ilginin tekrardan artmasını sağlamıştı.
Variations serieuses, Op. 54
(1842) 12"
Mendelssohn’un en iyi piyano eserlerinden biri olarak
değerlendirilen bu beste, Re minör tonundaki bir temanın
17 kısa versiyonundan oluşmaktadır. Besteci, eser boyunca
bizi Barok’tan Brahms’a kadar uzanan bir seyahate çıkarır.
Bu seyahat içinde barınan stiller de, Mendelssohn’un
müzik tarihindeki belirgin karakterini yansıtan renklendirmeleri,
dokuları ve teknikleri bütün açıklığıyla yansıtmaktadır.
LUDWIG VAN BEETHOVEN (1770-1827)
Klasik Batı Müziği’nin “Üç B”sinden (Bach, Beethoven
ve Brahms) biri olan Ludwig van Beethoven, kuşkusuz
bir şekilde batı müziği tarihinin en büyük bestecilerinden
biridir. Almanya’nın Bonn kendinde doğan besteci, dokuz
senfoni, dokuz konçerto, iki mass, bir operanın yanı
sıra, solistler, küçük topluluklar ve orkestralar için
sayısız eser bestelemiştir. Piyano eserleri arasındaki
32 adet hatırı sayılır sonat, her konser piyanistinin
resital repertuarında bulunması gereken esas eserler
arasındadır.
Beethoven’ın Almanya ve Avusturya’daki yaşamı, fakirlik,
zorluklar, hastalıklar, ailevi sorunlar ve sonu hüsranla
biten aşklarla doludur. Yaşadığı tüm eziyetlere rağmen,
dehası bitmek tükenmek bilmedi ve kendi hayatı daha
da karmaşıklaştıkça yetenekleri gittikçe artan maceracı
bir yapıya büründü. En büyük eserlerini, Napolyon’un
Viyana kuşatmasının en kötü yılında ve ölmeden önce
sağır olarak geçirdiği 14 yıl boyunca besteledi. Birçok
Avrupalı besteci gibi, Beethoven da Kilise ve çeşitli
aristokrat aileler tarafından maddi anlamda destekleniyordu.
Hala duyabiliyorken, popüler bir konser piyanistiydi
ve kendi eserlerini çalıyordu. En son performansını,
“İmparator” Konçertosu’nu çalmak üzere 1811 yılında
sergiledi. Ancak, bu dönemde tamamen sağırlaşmıştı
ve konser büyük bir fiyaskoyla sonlandı. Bunun üzerine
Beethoven sahneyi tamamen terk etti ve en önemli gelir
kaynağını kaybetti.
Bestelediği eserlerin çok büyük bir bölümü risklidir,
genellikle kahramanlığı ve zorlukları dışavurur; genel
olarak kendi dönemi için bambaşka bir duyarlılığa sahiptir;
yeni bir çığır açmıştır. Tek operası olan “Fidelio”,
genel olarak kullanılan opera temaları olan ahlaksızlık
ve ölümün aksine, evliliğin ve aşkın zevklerinden ve
tutkularından bahseder. “Hammerklavier” isimli piyano
sonatı ise, 1818 yılının yeni geliştirilen pedallı
ve altı oktavlı piyanosunun limitlerini zorlayan bir
macera olmanın ötesinde, yeniden yapılandırılan bir
sonat formunu örneklemektedir. Dokuzuncu Senfonisi’nin
dördüncü bölümünde, Schiller’in “Ode to Joy”’una (Neşeye
Övgü) yer vermiştir. Buradaki insan sesleri, bir Aydınlanma
fikri olan İnsanların Kardeşliği idealini hararetli
bir şekilde tekrarlamaktadır. Beethoven’dan önce hiçbir
besteci böyle bir mesajı coşkulu bir şekilde bir senfoni
formatı içinde vermemiştir.
Ayışığı Sonatı, No. 14 Do diyez
minör, Op. 27/2 (1801) 16"
1. Adagio sostenuto
2. Allegretto
3. Presto agitato
5. Senfoni’nin ünlü açılış teması, 9. Senfoni’nin nakaratı
(“Ode to Joy” (Neşeye Övgü) ve piyano eseri “Für Elise”
ile birlikte, Beethoven’ın en popüler bestelerinden
biri “Moonlight Sonata” (Ayışığı Sonatı)’dır. Beethoven’ın
aşık olduğu 17 yaşındaki öğrencisi Kontes Giulietta
Guicciardi için yazdığı söylenen sonatın ilk bölümü
bir eleştirmen tarafından İsviçre’deki Lucerne Gölü
üzerine düşen ayışığı şeklinde betimlendiği için bu
parçadan hep “Ayışığı Sonatı” olarak bahsedilmiştir.
Beethoven, parça için “quasi una fantasia” (neredeyse
bir fantazi) ifadesini kullanmıştır çünkü eser derin,
düşünceli ve kendi başına bir dokuyu temsil eden bir
temayla açılır ve sonat formunun bilinen kurallarıyla
devam etmez. Aksine, kendi müzikal yolunu belirler,
yavaşça başlar ve üçüncü bölüme kadar tepe noktasına
ulaşmaz. Bu eser, sadece sonat formunu yeniden tanımlamakla
kalmaz, aynı zamanda ilk bölümdeki melankoliyle, ikinci
bölümdeki mutlu dörtnala ilerleyiş ile, ve üçüncü bölümdeki
ölçüsüz yırtıcılıkla birlikte Beethoven’ın dramatik
ruh halini açıkça yansıtır.
FREDÉRIC CHOPIN (1810-1849)
Klasik müziğin, piyano söz konusu olduğunda en zorlu
bestecilerinden olan, aynı zamanda en çok Romantik
dönem piyano eserleriyle tanınan Frédéric Chopin, Polonya’da,
Varşova’ya yakın bir köyde dünyaya geldi. Fransız bir
babası ve Polonyalı bir annesi olan müzisyenin üstün
dehası henüz çocukken ortaya çıkmıştı. Besteci, 1830’daki
Kasım İsyanı’ndan hemen önce, yirmi yaşında, Polonya’dan
Paris’e taşındı ve burada bulunduğu dönem içinde besteler
yaptı, birçok müzisyene ders verdi ve çok kısa bir
sürede virtüöz seviyesinde bir piyanist olarak nam
saldı.
Chopin, eserlerinin çoğunu solo piyano için yazmıştır.
Teknik anlamda talepkar olmasına rağmen, stilinin asıl
vurgusu nüans ve dışavurumcu bir derinlik üzerine kuruludur.
Enstrümantal balad gibi farklı müzik formlarını da
yaratan Chopin, piyano sonatı, vals, nocturne, etüd,
impromptu, prelüd, ve Polonya milliyetçiliğini yansıtan
mazurka ve polonez’lerdeki birçok yeniliği gerçekleştiren
yegane kompozitördür.
Valsler
Grande valse brillante
Es-Dur op. 18
3 Valses brillantes op. 34
Grande valse As-Dur op. 42
3 Valses op. 64
Valse As-Dur op. posth. 69 Nr. 1
Valse h-Moll op. posth. 69 Nr. 2
Valse Ges-Dur op. 70 Nr. 1
Valse f-Moll op. 70 Nr. 2
Valse Des-Dur op. 70 Nr. 3
Valse As-Dur
Valse E-Dur
Valse e-Moll
Bu valsler, Chopin’in bestelediği 36 valsten 17’sidir;
12 vals, Chopin’in ölümünden sonra yayınlanmıştır,
diğer bulunan el yazmalarının ise Chopin tarafından
yazıldığı düşünülmektedir. Seçilen bu set, bizi Chopin’in
valsler dünyasının en iyi örnekleri içinde eşsiz bir
seyahate götürür: Unutmamamız gerekir ki, aslında bu
valsler balo salonlarında çalınmak, danslara eşlik
edilmek için yazılmamıştı, sadece konserlerde çalınmaları
amaçlanmaktaydı. Üstüne üstlük, çoğunlukla 3/4'lük
ritimleri abartılı bir şekilde esneten Viyana stili
valslerden büyük farklılık gösterirler. Her ne kadar
ilk bestelediği valsler dans edilebilir ve çoğunlukla
çok süslü olmasına rağmen, Chopin valslerinin en büyük
karakteristik özelliği, bestecinin özünde olan melankoliyi
yansıtmalarıdır.
Op. 34’teki “vivace” ruhu taşıyan ilk vals, dans edilmek
için uygun olabilir, ancak karizma, zeka ve parlak
bir teknik gösteri içeren diğer ikisi kesinlikle konser
parçalarıdır. Hatta üçüncü vals, çoğunlukla “Cat Waltz”
(Kedi Valsi) olarak da adlandırılmıştır. Bunun sebebi
de bu valsin ilk birkaç notasının, Chopin’in piyanosunun
üzerinde yürüyen kedisi tarafından çalındığı efsanesidir.
Op. 64 bestecinin yaşamı süresince yayınlanan en son
valslerini içerir; bu setteki ilk vals ise ünlü “Minute
Waltz”tir. “Grande waltz brilliante in E-Flat Major,
Op. 18”’in açılış bölümü, Op. 64’teki Do diyez minör
vals ve Op. 70’teki Sol bemol majör tonundaki vals
ise popüler klasik bale “Les Sylphides”te kullanılmıştır.
Alexandra
Ivanoff, Şubat 2010.
(Türkçe: Can Ergelmiş)
FELIX
MENDELSSOHN (1809-1847)
Born into an notable Jewish family in Hamburg,
Germany, Felix Mendelssohn was a child prodigy
who excelled at playing the piano and composing
from an early age. After early success in Germany,
his reputation spread to England where he conducted
and composed some of his finest works. Then
he was invited to Leipzig to conduct the Leipzig
Gewandhaus Orchestra and subsequently founded
the Leipzig Conservatory, to which he invited
Robert Schumann to teach. In his short life,
Mendelssohn left a huge body of work that includes
5 symphonies, concertos, oratorios and choral
works, songs, piano and organ solos, and chamber
music. Some of his most famous are the oratorio "Elijah",
his Violin Concerto, the Overture to "Midsummer
Night's Dream", "Song Without Words" for
piano, and a string Octet. Some mid-19th century
critics thought of him as conservative and
not adventurous at all, compared to his contemporaries
Liszt, Berlioz and Wagner. But, perhaps partly
due to his use of religious text and music
created for Christian religious functions as
a result of anti-Semitism, Mendelssohn was
responsible for the revival of interest in
Johann Sebastian Bach, whose works had been
largely forgotten for one hundred years prior.
Variations serieuses,
Op. 54 (1842) 12"
Often considered one of Mendelssohn's finest
piano works, this composition is a set of 17
short variations on a theme in D minor. He takes
us on a stylistic journey, from Baroque to Brahms;
but they are, in fact, a perfect example of Mendelssohn's
colorations, textures, and techniques that defined
his distinct personality in music history.
LUDWIG VAN BEETHOVEN (1770-1827)
One of the "Three B's" (Bach, Beethoven,
and Brahms), Ludwig van Beethoven, born in Bonn,
Germany, is unquestionably one of the greatest
composers in Western music history. he left a
legacy of nine symphonies, nine concertos, two
masses, one opera, a huge number of works for
soloists, small ensembles, and orchestra. Of
his piano works, his 32 remarkable sonatas are
important staples of every concert pianist's
recital fare.
Beethoven's life in Germany and Austria was characterized
by poverty, struggle, bad health, family troubles,
and failed romances. Despite his travails, his
genius was unflagging and progressively more
adventurous even as his life grew more complicated.
He was able to compose some of his greatest works
during the worst of Napoleon's war on Vienna
and 14 years of deafness before he died. Like
most European composers, he was partially supported
by sponsors from the Church and various royal
families. While he still had his hearing, he
was a popular concert soloist, playing his own
music. His last performance was 1811, an attempt
to play his own "Emperor" Concerto;
but he was so profoundly deaf that the concert
was a failure and he left the stage forever,
thus ending an important source of income.
Much of his output is considered ground-breaking
for its time, risk-taking, and often expresses
heroism and struggle. His only opera, "Fidelio",
sings of the pleasures and passions of married
love - a contrast to the usual operatic subject
matters of debauchery and death. The "Hammerklavier" piano
sonata is an incredible sonic adventure in exploiting
the limits of the newly improved pedal piano
of 1818 (by then it had encompassed six octaves)
and a creatively re-invented sonata form. His
Ninth Symphony set Schiller's "Ode to Joy" for
a chorus in the fourth movement, wherein the
voices dramatically declaim the Brotherhood of
Man, an Enlightenment ideal. Certainly no composer
prior had embraced such an august and fervently
delivered message in a symphonic format.
"Moonlight" Sonata, No. 14 in C-sharp minor, Op. 27/2 (1801) 16"
1. Adagio sostenuto
2. Allegretto
3. Presto agitato
Other than the opening theme of his famous Fifth
Symphony, the choral tune ("Ode to Joy")
of the Ninth Symphony, and the piano piece "Fur
Elise", Beethoven's "Moonlight Sonata" ranks
as one of this composer's most popular works.
Rumored to be dedicated to his 17-year-old pupil,
Countess Giulietta Guicciardi, with whom Beethoven
was in love, the sonata was dubbed "Moonlight" by
a music critic who described the first movement
as the moonlight shimmering on Lake Lucerne (in
Switzerland). Beethoven wrote the phrase "quasi
una fantasia" (almost a fantasy) because
the composition starts with the familiar brooding
theme - not so much a defined melody as a texture
- and doesn't follow the established rules of
sonata form. Instead, it charts its own musical
course where it begins slowly and doesn't reach
its climax until the third movement, thus not
only re-defining what a sonata could be, but
he fashioned his drama from the initial melancholy
to the second movement's cheery gallop to the
third movement's unbridled ferocity.
[Intermission]
FREDÉRIC CHOPIN (1810-1849)
One of classical music's most formidable composers
for the piano, and specifically of Romantic piano
works, Frédéric Chopin was born near Warsaw.
He was a child prodigy who left Poland at the
age of twenty, narrowly escaping the November
Uprising of 1830, and made his way to Paris,
where he composed, taught, and established a
reputation as a virtuoso pianist. Chopin's
compositions were primarily for solo piano. Though
they are technically demanding, the emphasis
in his style is on nuance and expressive depth.
Chopin invented musical forms such as the instrumental
ballade and was responsible for major innovations
in the piano sonata, waltz, nocturne, etude,
impromptu, prelude, mazurka, and polonaise—these
last two reflected his intense Polish nationalism.
Waltzes (40-50')
Grande waltz brillante E-flat Major,
op. 18 (1833)
3 Grand waltzes brillantes,
op. 34
1. in A-flat Major (1835)
2. in A minor (1831)
3. in F Major (1838)
Grande waltz A-flat Major, op. 42 (1840)
3 Waltzes, op. 64 (1846)
1. in D-flat Major "Minute Waltz"
2. in C-sharp minor
3. in A-flat Major
Two waltzes, op. posth. 69
1. in A flat Major ("L'Adieu") (1835)
2. in B minor (1829)
Three Waltzes, op. posth. 70
1. in G-flat Major (1832)
2. in F minor (1842)
3. in D-flat Major (1829)
Waltz in A-flat Major (1830, pub. 1902)
Waltz in E Major (1829, pub. 1871)
Waltz in E minor (1830, pub. 1868)
Waltz in A minor (1843-48, pub. 1955)
approximate timing: 40-50"
This set of waltzes is 17 out the total 36 Chopin
wrote; 12 were published posthumously, and other
manuscripts exist that are suspected to be from
his pen. This particular set takes us on a journey
through the best examples of Chopin's waltz world:
they were not intended to be accompaniments to
ballroom dance, but only for concert performance.
They differ significantly from Viennese style
waltzes, which often had an exaggerated stretch
within the 3/4 beat scheme. The earmark of a
Chopin waltz was its inherent melancholy, although
his early compositions were danceable and highly
ornamented. In Op. 34, the first waltz,
marked "vivace" might be suited for
animated ballroom dancing, but the other two
are definitely concert pieces filled with charm,
wit, and sparkling technical display. The third
is often called the "Cat Waltz" since
the legend has it that Chopin's cat leaped up
to his keyboard and provided him with the first
few notes. Op. 64 is the composer's last set
of waltzes to be published during his lifetime,
and the first one of the three is the famous "Minute
Waltz." The opening selection, "Grande
waltz brilliante in E-flat Major, Op 18",
the C-sharp minor waltz from Op. 64, and the
waltz in G-flat from Op. post 70, were used in
the ever-popular classic ballet "Les Sylphides."
Alexandra Ivanoff, Februray
2010 |
|