Program Notları
Resital No:27, Sezon:3, 2009-2010/8
CRISTINA ORTIZ
12 Mayıs 2010, MKM Mustafa Kemal Merkezi, İstanbul

SAF CHOPIN RESİTALİ: 'S C H E R L A D E S'


Scherzo ve Baladlardan oluşan bu repertuar Cristina Ortiz tarafından her iki formun iç içe geçmiş isimlerinin birleşiminden yola çıkarak Scherlades olarak adlandırılmıştır.

CHOPIN, FRYDERYK (1810-1849)

Romantik müziğin büyük ustası Chopin, Fransız göçmeni bir baba ve Polonyalı bir annenin dört çocuğundan ikincisi ve ailenin tek oğlu olarak 1810 yılında Varşova yakınlarında dünyaya geldi. Müziğe çok küçük yaşlarda derin bir sevgiyle bağlanan besteci dokuz yaşında verdiği başarılı konserin ardından öğrenim için Varşovaʼya gönderildi ve üstün yeteneği onun “Harika Çocuk” olarak tanınmasını sağladı. Henüz 16 yaşındayken Varşova Konservatuarıʼna yazıldı. Dönemin önemli eğitmenlerinden Joseph Elsnerʼden dersler almaya başladı. Bu sırada aşık olduğu Constantia Gladkowska için yaptığı ilk besteleri Chopinʼin sanatçı dehasının Elsner tarafından keşfedilmesini ve Elsnerʼin tavsiye mektubu ile kısa bir süre sonra birinci piyano konçertosunu çalacağı Viyanaʼya gitmesini sağladı. Ancak, klasik akımın merkezi olan Viyanaʼda 19 yaşındaki Chopinʼin kullandığı serbest formlar pek ilgi çekmedi. Bunun üzerine 1829 – 1830 yılları arasında farklı şehirleri kapsayan bir konser turnesine çıktı. 1831 yılında sadece Lizst, Berliöz gibi müzisyenleri değil aynı zamanda Hugo, Balzac gibi yazarları, Delacroix gibi ressamları buluşturan, Romantik Dönemʼin sanat başkenti ve hayatının sonuna kadar yaşayacağı şehir, Parisʼe yerleşmeye karar verdi.

Aristokrat bir çevre, şık salonlarda verdiği özel resitaller, aristokrat ailelerin genç kızlarına verdiği piyano dersleri Parisʼteki yaşamını şekillendirdi. Besteciliği gelişti, yükseldi ve adı tüm Avrupaʼya yayıldı. Chopinʼin oldukça hareketli bir aşk hayatı vardı. Kontes Delfina Potocka ile başlayan Parisʼteki bu hareketlilik, Dresdenʼde kaldığı Polonyalı kontes Teresa Wodzinskaʼnın 16 yaşındaki kızı Mariaʼya olan aşkı ile devam etti. Wodzinska ile nişanlandığı 1836 yılında dostu Liszt tarafından Barones Dudevant ile tanıştırıldı. Wodzinska ile nişanları bir yıl sonra bozuldu ve ilk eşinin aristokrat ailesi tarafından yazarlık yapması utanç verici kabul edildiği için edebiyat dünyasında adını George Sand olarak duyuran büyük yazar ile 9 yıl sürecek fırtınalı aşkları başladı. O dönem için cesur tavırları, sigara içtiği ve pantolon giydiği için toplum tarafından tepki gören Sand ve Chopin 1838ʼde Sandʼın iki çocuğu (oğlu ve kızı) ile Mayorkaʼda yaşamaya başladılar. 9 yılın ardından bu büyük aşk da 1847ʼde bitti ve Chopin tekrar Parisʼe döndü. Ertesi yıl 1848ʼde Parisʼte son konserini verdi. Son derece büyük bir melodi zenginliği, ritmik zerafet ve müzik duyarlılığına sahip olan Chopinʼin ömrü boyunca kırılgan ve zayıf olan bedeni ne yazık ki çok genç yaşta Parisʼte vatan özlemiyle tüberküloza yenik düştü. Cenazesi 1849ʼda Parisʼte yaklaşık 3000 kişinin katıldığı büyük bir törenle kendi arzusuna uygun olarak Mozartʼın Requiemʼi eşliğinde kaldırılarak ebedi yolculuğuna uğurlandı.

19. yüzyıl Romantik Dönem müziğinde bestecilerin duygularını en rahat ifade edebilmeleri nedeniyle ön plana çıkan en önemli enstrüman piyano olmuştur. Bu besteciler arasında piyanonun şarkı söyleyebilen bir şair olabilme özelliğini keşfetmiş öne çıkarmış ve bunu kendi müziğiyle başarıyla özdeşleştirmiş olan hiç kuşkusuz döneminin ve müzik dünyasının en önemli isimlerinden “Piyanonun Şairi” Chopin olmuştur. Chopinʼin eserlerinin neredeyse tamamı piyano içermekle birlikte eserlerinin büyük bir bölümü sadece piyano için yazılmıştır. Yazdığı çok sayıda solo piyano müziği, her biri ayrı güzelliğe sahip olmasıyla müzik tarihinde vazgeçilmez bir önem arz etmektedir. Chopinʼin eserleri farklı gruplarda toplanabilir. Klasik tarzda olan; rondo, çeşitleme, konçerto ve sonatların yanı sıra serbest tarzda olan; scherzo, impromptu, noktürn, balad, prelüd ve valsʼler ile Polonya halk müziğinden esinlendiği polonez ve mazurkalardır. Büyük bestecinin kısa ömrüne rağmen müzikal anlamda oldukça verimli geçen hayatı boyunca yazdığı 6 konçertosu, 194 piyano eseri, farklı estrümanlar için yazılmış 5 yapıtı ve 14 şarkısı vardır. Gerek müzikal üslup, gerek piyanonun kullanımı bakımından, yaşadığı dönemde ve kendinden sonra gelecek birçok besteciye ilham kaynağı olan Chopinʼin vazgeçilmez eserleri müzik dünyasına büyük bir armağan olmuştur.

Scherzo
Scherzo, İtalyanca “şaka” anlamına gelmektedir. Hafif, hızlı, şakacı, oyuncu bir formdur. Chopin’in toplam dört Scherzo’su vardır. Bunlardan ilk üçü, standart klasik repertuardaki diğer örneklere kıyasla daha dramatiktir.

Scherzo No.1, Si minör, op. 20
Op. 20 ile numaralandırılmış Chopin'in ilk scherzosu olan bu eser 1835 yılında yayınlanmış ve Thomas Albrecht'e ithaf edilmiştir. Koyu, dramatik ve canlı bir eserdir.

Scherzo No.2, Si bemol, op. 31
Minör bir eser olması, tekinsiz bir temayla başlaması ve ardından adeta birbiriyle çarpışan akorlarla devam etmesi, parçadaki gergin gelişimin göstergesidir. Ancak aksine, eserin bir sonraki ara bölümünde, Re majör tonundaki ruhu zengin ve karizmatik bir vals, bizi geçmiş yıllara, Avrupa balo salonlarına götürür. Parçanın genel duygusunun aksine sıcak orta bölüm ise dansvari bir doku taşıyan duygusal bir üslup içerir. Parça sonuna doğru tekrardan orijinal temaya geri döner ve büyük bir haşmet ile sona erer.

Scherzo No.3,  Do diyez minör, op. 39

1840 yılında yayınlanan eser öğrencisi Adolf Gutmann'a ithaf edildi. Chopin, 17 Mart 1839'da Pariste' Fontana'ya yazdığI bir mektupta "bu Scherzo'dan kimseye bahsetme ne zaman bitireceğimi bilmiyorum, hala iyi değilim ve yazamıyorum." diyordu. Dört scherzo içinde en dramatik olanıdır.

Scherzo No.4, Mi majör, Op. 54
Fryderyk Chopin, piyano için yazdığı dört Scherzo ile bu türün piyanodaki ilk örneklerini vermiştir. Chopin’in Scherzo’larındaki en belirgin özellik, dramatik bir havada olması ve besteciye özgü virtüozite gerektiren bir müzik dilinin kullanılmasıdır. Bunların sonuncusu ise bestecinin tek majör tonda yazdığı Scherzo’dur. 1842 yılında tamamlanan ve öğrencilerinden Kontes Jeanne de Caraman’a ithaf edilen bu Scherzo, yazılan ilk üçüne göre daha ılımlı, trajik havadan daha uzak bir ruh haliyle bestelenmiştir.

Balad
Chopin’in müzik dünyasıyla tanıştırdığı ve 1800’lü yıllardan itibaren dönemin diğer bestecilerinin de faydalandığı balad, kendine özgü bir müzikal anlatım biçimidir. Genellikle solo piyano eserleri için yazılır; Chopin ve Brahms dört, Lizst iki ve Clara Schumann da bir balad bestelemiştir.

Balad No.1, Sol minör, op. 23
Birkaç yılda yazılan bu eser 1835 yılında tamamlanmış,  1836 yılında yayınlanmış ve Baron Stockhausen'e ithaf edilmiştir. Müzikal formlar içinde kendi formüllerini geliştiren Chopin, bu başlangıç çalışmasıyla ilk baladını yazmış oldu.

Balad No.2, Fa majör, op. 38
Chopin, 2. Baladını büyük aşkı George Sand ile birlikte olduğu yıllarda 1839'da besteledi. Dönemin bestecilerinden Robert Schumann, Kreisleriana Op. 16 bestesini Chopin'e ithaf etmişti, Chopin de buna karşılık olarak 2. baladını Schumann'a ithaf etti. Chopin'in özellikle bu baladının kontrast iki tema arasındaki farkı çok iyi ve çok net bir biçimde gözler önüne serdiği söylenir. İki kontrast tema iki kez tekrar eder ve finalle sonlanır. Müzik çok inceliklidir, zariftir ama monoton değildir.

Balad No.3, La bemol majör, Op. 47
Eser 1841 yılında yazılmıştır. Chopin’in 3 No’lu baladının girişi 6/8’lik ölçü yapısıyla ilerleyen, hülyalı, tatlı bir temayla açılır, hızlanan, dörtnala bir ritimle de parçanın devamı gelir. Final bölümü ise, önceki zor ve ihtişamlı akışın aksine, birkaç sade ve yalın akorla sonlanır.

Balad No.4, Fa minör, op. 52
1843 yılında yazılan ve Barones Nathalie de Rothschild’e ithaf edilen bu Balad, Chopin’in piyano için yazdığı dört Balad’ın sonuncusudur. Eser, bir anlatıcının bizi öyküye hazırlaması havasında başlar. Armonik bakımdan dikkat çeken bu açılışı, Chopin’e özgü tutku ve ihtiras dolu ikinci bir kesit izler ve bu dramatizm, eserin son ölçüsüne kadar azalmadan devam eder. Piyanistlerin en nadir çaldığı bu Balad, eleştirmenler tarafından bir dönem, Chopin’in zayıf bir eseri olarak gösterilmişti. Ama, Chopin’in dinleyeni kolayca etkileyebilen romantizmi ve lirik melodileri, bu eserde de yadsınamaz.

İstanbul Resitalleri, Nisan 2010

ANA SAYFA


İ S T A N B U L   Istanbul Recitals    RESİTALLERİ
M&K